Beyinsiz takım Fenerbahçe, çarşamba günü Şampiyonlar Ligi eleme maçında Anderlecht karşısında yaşlı ve tecrübeli yıldızlarla sahaya çıkmış ve mükemmel bir ilk yarıdan sonra ikinci yarıda yorulmasına rağmen sahadan 1-0 galip ayrılmıştı. Henüz sezon başı olduğu için yapılacak iş, bu kadronun aksayan bazı oyuncuların yerine gençlerin alınarak Gaziantep karşısına sürülmesiydi. Ama Zico sanki geçen seneki kupa maçında oynuyormuş gibi sahaya tamamen yedeklerden kurulu ve yabancısız bir takım sürerek büyük bir risk aldı. Gerçi başta Selçuk, Semih, Ali Bilgin, Colin Kazım ve Vederson olmak üzere gençler canla başla mücadele ederek üç puanı kazandılar ama bu, takıma istenen takviyeyi getirmedi. Çünkü gençleri yönetecek ve formda olmayan Alex veya Tümer gibi bir elemanın hem kondüsyon artırmak hem maç kazanmak için bu kadroda olması gerekirdi. Hatta 10 gün sonra Anderlecht maçına çıkacak Kezman da sahaya sürülmeliydi.
Hakem futbolu sertleştirdi Sonuçta üç puan kazanıldığı için Zico kendini haklı görebilir ama İstanbul Belediye maçından sonra alınacak ikinci bir yenilgi Fenerbahçe tribünlerinin bundan sonra boş kalmasına ve kulübün karışmasına yol açardı. Madem Zico bu gençlere güveniyordu neden ligin ilk maçına sahaya o uyuyan kadroyu sürdü de bu takımın 4-5 futbolcusuna forma giydirmedi? O zaman bu değişikliği yapsa belki de puan kayıpları olmayacaktı. Oyunun hemen başında kazanılan iki güzel golden sonra Gaziantep futbolu sertleştirdi ve buna İsmet Arzuman'ın rezil yönetimi çanak tuttu. Bir FIFA hakemi sahaya bir takımın formasına benzeyen bir gömlekle çıkmaz. Sarı kart görecek futbolculara gülüp geçmez. Açıkça faul yapılan futbolcuya isyan ettiği için sarı kart göstermez. Ve topa yapılan hareketlere faul çalınmaz.