1907'den gelen ruh Hasan Şaş, bir-iki futbolcu gitti diye 'F.Bahçe ruhunu kaybetti' buyurmuş
Tuz ruhu zannediyor galiba. G.Saray'a ezici üstünlük kuran takımı da unutma
Sezon başlamadan yapılan hazırlık maçlarının amacı eksikleri görmek, onları gidermek ve gerekirse takviye yapmaktır. Muhabir ve yazarların görevi ise teknik adamlara futbol adına yardımcı olabilmektir. Elbette bunlar için, "olmazsa olmaz şartlar" futbolu iyi bilmek ve de inandırıcılıktır. Eğer teknik adamlar size inanırlarsa ve göstertiğiniz yolun doğru olduğuna kanaat getirirlerse fikirlerinizden yararlanabilirler. Ama her fırsatta, her dakika ve de herkese eleştiri altında yapılan saldırılar, ipe sapa gelmez yazılar teknik adamları yazar tayfasından uzaklaştırıyor.
ZİCO'DAN İTİRAF Zico, "Eleştiriler iyi niyetle yapıldığı takdirde bunlardan yararlanmak kendi iyiliğim içindir ama ne yazık ki şartlar böyle gelişmiyor" diyor. Gelir gelmez bazıları tarafından stajyer damgası vurulan Zico gene o bazılarının, "Bu takımdan bir şey olmaz" demelerine rağmen daha ilk senesinde şampiyonluk yaşadı. Deniliyor ki 'diğer takımlar kötüydü de F.Bahçe ondan şampiyon oldu.' Yani onlara göre F.Bahçe hiçbir şey yapmadı, ter dökmedi, koşmadı, gol atmadı, bütün derbilerde yenildi, taraftar maçlara hiç gelmedi. Yahu bu nasıl mantık. Futbolda değişmeyen bir kural vardır. Bilmeyenlere hatırlatalım: Hata olmazsa gol de olmaz. Yani birileri hata yapacak ki, diğerleri kazanacak. En az hata yapan da ipi önde göğüsler. F.Bahçe ne zaman şampiyon olsa, "Hani Avrupa" denir. Dikkat edin yıllardır UEFA'da basit gruplarda ilk 3'e giremeden elenen Beşiktaş'ın adını kimse anmaz. Ya da Şampiyonlar Ligi gruplarını son sırada tamamlayan veya isimsiz takımlara elenen G.Saray'ı. Alkmaar'ı dün gibi hatırlıyorum, 87. dakikada kaleci hatasıyla yenilen golle veda edilen maçı. Ogün fark atılacakken saçma sapan golle elenilmişti. Hata tamamen bireyseldi. Ama onu bile Zico'ya yüklediler. Devam edilseydi nerelere kadar gidilirdi bilemem. Son yıllarda F.Bahçe, Avrupa'da 2-3 maç dışında hep iyi oynadı. Ama bireysel hatalarla yıkıldı. Gol Kralı Alex'e 1-2 kişi çıkıp, "Avrupa'da iş yapmıyor" dedi. Herkes de onların peşinden gitti. Alkmaar'da sahanın yıldızıydı, nefis de bir gol attı. Frankfurt ve Palermo maçlarında da sahanın yıldızıydı. Milano'da Milan karşısında sivrilen adamdı, attığı golle 1-1 bitecek maç, gene savunmanın gariplikleriyle son 7 dakikada 3-1'e geldi. Ama peşinden Kadıköy'de PSV karşısında doruğa çıktı, iki golün sahibi oldu. (Maç 3-0 bitmişti).
ALEX'E İNSAFSIZLIK Schalke maçında 3 asist yaptı. Ama Volkan'ın bacak arasından yediği golle maç 3-3 bitti. Skora bakanlar yüzünden Alex'in başarıları da güme gitti. Örnek çok ama görmek isteyene.. Son sözüm de Hasan Şaş'a... 2-3 futbolcu gitti diye F.Bahçe'nin ruhunu kaybettiğini buyurmuş. Galiba o ruhu, tuz ruhu zannediyor. 1907'den beri var olan o ruhla takımı olan G.Saray'a ezici bir üstünlük sağlayan F.Bahçe gerçeğini unutmuşa benziyor. Onun yerinde olsam, Kalli'nin gözüne girmeye bakarım. Anladığım kadarıyla Kalli eskileri kenara çekmeye başlamış. Senin mantığınla bakarsak G.Saray'ın ruhu falan kalmayacak gibi. Ama merak etme hiçbir F.Bahçeli böyle bir söz söylemez ve söylemeyecektir.
Servisi
