Aşiret futboluna son Yeni sezonda alışılmadık kalitede bir Süper Lig izleyeceğimiz kesin gibi.. Peki, kulüpler düzeyindeki "aşiret" yapısı, yani feodal futbol düzeni, ortadan kalabilecek mi? Buna, "evet" demek çok zor. Karşılıklı yönetici atışmaları, çok erkenden başladığına göre yeni sezonun eskilerden pek farklı olmayacağını fark ediliyor. Bizim feodal Türk futbolu, "reis" ya da "ağa" sistemini aşamadığı için dostluk, barış ve kardeşliği devreye sokamıyor; bir rönesans yaratamıyor. Düzen kısaca şöyle: Piramidin tepesinde her sözü "Tanrı buyruğu" gibi algılanan bir başkan bulunuyor. Tepenin hemen altında "başkanın adamları" boy gösteriyor.
Piramidin alt tarafı ise, yönetim kurulunda el kaldırmaktan öteye yetkisi olmayan "susturulmuş" ve "küstürülmüş" uvertür takımından oluşuyor. Düzen böyle kurulduğu için büyük kulüplerin her biri, diğerini "potansiyel düşman" olarak görüyor. Rakibi aşağılamaya yönelik "demeç törörü", kavga ve küfürü tetikleyip tribünleri "düşman kamplara" dönüştürüyor. Kendi yanlışının farkına varamayan yönetici, daha beşinci haftadan itibaren MHK'yi ve hakemleri "bir numaralı düşman" olarak ilan ediyor. Yöneticisinin her falsosunu savunmak zorunda kalan yeni futbol taraftar grubu, işe maçlara "savaş" çığlıkları atarak gidiyor. Kaybetmişse, "hakem yüzünden" oluyor.. Kazanmışsa, "hakeme rağmen" öfkesiyle tribünden ayrılıyor.. Geride kalan sezonların her birinin romanı yazılır, filmi yapılır. Tüm bu kargaşadan en çok fanatik yazarlar, eski hakem yorumcuları yararlanıyor. Yönetici takımı, "kavga" ile beslenmeye devam ederse, ki edecek gibi görünüyor, olacağı şu: Pet şişe savaşlarına devam!