Ağlama makamı! Türkiye'de kaliteyi arttırmak da düşürmek de çok kolay. Yarışmacı milletiz vesselam. Bu aslında iyi bir şey. Yeter ki önde giden güzel işler yapsın, arkası aynen takip eder. Misal: Önceki sezon şampiyonluk sevinci yaşayan, yani yarışta öne geçen G.Saray kötü örnekti! Adnan Polat ezeli rekabeti akreple yelkovana kadar indirgeyip, Demirören 'Kupa bizim, lig Galatasaray'ın olsun' deyince çıta iyice düştü ve acısını geçen sezon çektik. Bazı Fenerbahçe yöneticileri aynı yoldan, hem de abartarak devam edip hakemleri hırsız, devleti aciz yapmaya kadar götürdüler işi. Ardından Trabzon cenahından, Koç ile başlayan, Anadol otomobillerle devam eden komik açıklamalar geldi. Bu örnekleri vermekten maksat yaraları kaşımak değil, manzarayı ortaya iyi koymak. Kulüpler arasındaki rekabette ilk adım çok önemli. Ağızdan çıkan ilk söz ya da yapılan ilk hareket kötü olursa arkası da aynen öyle geliyor. İçinde bulunduğumuz transfer dönemi ise verdiğim örneğin iyi versiyonu. Fenerbahçe, Roberto Carlos'u alarak bu alanda çıtayı öyle yükseğe koydu ki, Beşiktaş Helguera'ya uzandı. Galatasaray; Lincoln, Alex derken Saviola'nın adını da telaffuz etmeye başladı...
Çıta yükseldi Yani... Yanisi şu: Rekabet yarışını önde götüren iyi şeyler yaparsa yarış iyi oluyor. Tersi... Tersi fena... İmam öksürürse, cemaat kusuyor. Şu anda Fenerbahçe, ezeli rakiplerinin önünde. Dolayısıyla o çıtayı ne kadar yükseğe koyarsa rakipleri de kendilerini o kadar zorlayacaktır. Sonunda da Türk futbolu kazanacak. Tabii iş sadece transferde örnek olmakla bitmiyor, önümüzdeki sezon Fenerbahçeli yöneticilerden çok daha dikkatli açıklamalar yapmalarını da bekliyoruz. Bu konuda da çıtayı yükseğe taşımalıllar.
Yanlış yönetici Yoksa sezon boyu tüm değerleri bir teneke kupa uğruna heba edip, şampiyon olunca 'Zaman zaman biz de çok sert ve hatalı açıklamalar yaptık' şeklinde günah çıkarmakla iş bitmiyor. Transferde iyi kadro kuracaksın, lig yarışında önüne geleni devirecek, gerekirse hakem hatalarına rağmen kazanacaksın, kazanamıyoran da ağlamayacaksın. Yöneticilik, şikâyet makamı değildir. Türk futbolu, gerçek görevlerini yapmayıp, camiların gücünü arkalarına alarak, çeneleriyle kaos yaratan yöneticilerden bıktı, usandı. Yeni sezonda Roberto Carlos'un transferiyle yükselen çıtayı tüm diğer faktörler anlamında kalitenin yükseleceğinin de bir göstergesi kabul ediyoruz. Lütfen herkes gereğini yapsın ve şimdiden kendini hazırlasın...