Çantada keklik grupta durduk yere Norveç'i (hatta Bosna'yı) ilk ikiye ortak ettiğimize mi yanayım, Bosna mağlubiyetinin Fotomaç iddaalıyız ekindeki güzelim kuponlarımızı zehir etmesine mi? Öyle ya; "2.10'dan Sırbistan" diye bas bas bağırmışız. Hazırlık maçında Karadağ karşısında "Japonya kaçmaz" demiş; "Fransa kazanır", "Brezilya'da Gremio kaybeder"
tavsiye etmişiz. Ama bütün bunları bilmeyi başarırken, bir de manşet atmışız ki hiç sormayın: "Tabii ki Türkiye" Maç bittiğinde zaten kahrolmuşum, bir de demez mi Fatih hoca "nasıl fizikli bir takımla oynadık gördünüz" diye? Gören de zanneder ki Almanya'yla oynadık! Bosna Hersek'de Misimovic ve Muslimovic dışında bir tane birinci sınıf adam sayabilir misiniz? Bosna, ülkesindeki isyan nedeniyle kadrosunu 27 kişiden 20'ye indirmiş, o 20 kişiye de hiç milli olmamış 6 yeni oyuncu çağırmak zorunda kalmış vasat ötesi bir takım. O kadar ki, bizi yenen Bosnalı oyunculara adam başı 2 bin dolar ödül dağıtılıyor. Halbuki biz Fatih hocanın sekreterine (Dünya Kupası'na gidemememize sebep olan) İnönü'deki 2-2'lik Danimarka beraberliğinden sonra 35 milyar prim ödemiştik.
Say say bitmez Mesele sadece Bosna maçı da değil zaten. Ne yapıyor aylardır sayın Terim? Volkan, Fenerbahçe'de yedekken kalede Volkan'ı oynatıyor. Yetmiyor, lig şampiyonu olan takımda direkt oynayan Serdar'ı kadroya bile almayıp yedi aydır maça çıkmamış Rüştü'yü ilk onbir başlatıyor. Zaten Fatih hoca ne hikmetse en çok kendi takımlarında forma giyemeyen oyuncuları oynatmayı seviyor. Almanya Bundesliga seviyesinde yılın oyuncusu seçilen Halil Altıntop'un zaten yüzüne bile bakmıyor. Nuri Şahin, Borussia Dortmund'da oynuyor ama Milli Takım için daha erken. Yıldıray için Almanya birbirine giriyor, Fatih hoca, Yıldıray'ı nihayet Bosna maçının son 20 dakikası keşfediyor. Ümit Karan'ı en iyi olduğu zaman kadroya çağırmıyor, sonra Bosna maçının son on dakikasında oyuna girdi de atamadı diye kızıyor. Yapıyor da yapıyor Fatih hoca. Say say bitmez. Milli Takım tarihinin en başarılı günlerini yaşıyormuş. Öyle diyorlar. Macaristan'ı, Moldova'yı ve Malta'yı yendik. Başka ne yaptık? Yunanistan maçında Nikopolidis'in, Norveç maçında Mhyre'nin ikramları olmasa bugün ne noktadaydık bir hesaplasanıza Norveç'te Sabri'nin solda başlayıp, maç 2-0 olduktan sonra sağa alınışına aslında hiç girmek istemiyorum. O maç 2-2 bitti diye methiyeler düzülmüştü Fatih hocaya. İnşallah Norveç'e Norveç'te yenilmeyiz. O zaman ikili averajda Norveç'e geçilir de elenirsek, kafamızı taşlara vursak da fayda etmeyecek çünkü. Şu Bosna maçına bir bakın Allah aşkına. Hakan Şükür tek forvet, arkasında Tuncay ve Gökdeniz'le başlıyoruz. Kanatlarda Sabri ve Arda var. Aurelio ön libero. Sonra oyuncu değişiklikleri gelmeye başlıyor. Önce Hüseyin giriyor, Bosna Hersek gibi vasat ötesi bir takım karşısında iki ön liberoya dönüyoruz. Oyundan çıkan Gökdeniz. Neden sonra Fatih hoca, Yıldıray'ı alıyor oyuna. Fakat çıkan yeni yeni olumlu işler yapmaya başlayan Arda. Yıldıray girdikten sonra rakip ceza sahasına her yerden top gelmeye başlıyor. Ama Hakan Şükür hayalet gibi dolaşırken, gole aslında en yakın oyuncumuz olan Tuncay oralarda değil. Çünkü Fatih hoca, Tuncay'ı Arda'nın yerine sola almış durumda. Ha bire rakip yarı sahadayız ama bitirici vuruşu yapacak oyuncularımız kaleden uzakta. Derken Ümit Karan giriyor nihayet. Takım çift forvete dönüyor. Maça başlayan iki kanat oyuncusu Sabri ve Arda sahada yok. Tuncay forvet arkasından sola geçmiş, Gökdeniz çıkmış, takım çift forvet arkası Yıldıray'la oynamaya dönmüş. Kalan süre on dakika. Bu arada tabii takım koca 45 dakikayı iki ön liberoyla oynuyor. Diyorum ya, rakip sanki Almanya! Nerede görülmüş bir maçta bu kadar taktiksel değişiklik yapıldığı? Ama Fatih Hocanın takımlarında oyuncular saha içinde adeta fırıldak gibi dönüyor. Fatih Terim bir 90 dakikaya üç maç sıkıştırıyor sanki. İsviçre'deki İsviçre maçının son bölümünü hatırlayın. Fatih hoca orada da oyunun son bölümünde, yaptığı oyuncu değişiklikleriyle beraber, dörtlü alan savunmasından üçlü savunmaya dönerek farkın açılmasına sebep olmuştu.
İstikrarsızlık Bosna maçı sonunda sayın Terim çocuklara da hafiften dokundurmuş. Bence oyunculara hiç kabahat bulamayız. Çünkü her oyuncu değişikliğinden sonra takımın yeni sisteme alışması için 10- 15 dakika geçmesi gerekiyor zaten. Bana kalırsa, Fatih hocanın oyuncularımıza atfettiği konsantrasyon eksikliği aslında bu taktiksel değişkenlik ve istikrarsızlıktan başka bir şey de değil. Aslına bakarsanız kabahat Fatih hocada da değil, bende. Başındaki hocasını bu kadar eleştirdiğim Milli Takımımızı manşet yapıp o kadar ülke içinde sizlere favori göstermemeliydim. Yanlış yaptım. Özür dilerim.
BARIŞ ERTÜL
Servisi