O adamı unutmayın Noktalanan sezonun ilk 5 sıralamasında yanlışlık yok. F.Bahçe, Türkiye standartlarına göre "kalite" ve "kadro zenginliği" ile haklı bir şampiyonluk aldı. F.Bahçe'deki yanlışlık, yöneticilerinin "korunanlar, kollananlar, kayırılanlar" yaygarasını olanca hızıyla devam ettirdikleri sırada "şampiyon" olduklarının farkına varamamalarıydı. Bu yüzden İnönü'deki galibiyetle biten Beşiktaş maçı sonrası başlayan "suskunlukları" yan yana gelince, yadırgandı (!) Kim bilir, Baki'nin Kadıköy'deki nizami golü sayılsa ve maç o golle bitse ne olurdu? Şampiyon adaylarının hiçbiri, tavana vuran kaliteye ulaşamadı.
Yenilmekten "zevk" duyan bir teknik direktörü olmasa ve çok önceden gönderilse; Beşiktaş kesin şampiyondu. F.Bahçe, puan kaybettiği maçlarda, kazanacak futbol oynayamadı. Beşiktaş'ın puan kayıpları ise çalıştırdığı takıma "ihanet" eden Tigana isimli "çağdışı" bir teknik direktörle geldi. Türk futbol tarihi, 20. yüzyıldan kalma "ofsayt taktiği" ya da "çizgi defans" gibi bir futbol mantığı ile "dertleri zevk edindim kendime" diyen böyle bir teknik adamı ilk kez gördü. Umarız "son" kez görmüş olur! 10 kişilik rakibe bile "tek forvet" oynatan, galip götürdüğü maçı yenik bitirmek için olağanüstü fikirler (!) üreten, böyle bir futbol adamını bir daha bu ülke "turist" olarak bile görmemeli. O kişi, etrafındakilerin baskısıyla 4 maçı "mükemmel" oynattı. O maçlarda "doğru" sistem vardı, "yanlış" tercih yoktu... "Kalite" olarak daha iyi bir rakibe rağmen Tigana'sız Beşiktaş sezonu 8 puan farkla şampiyon bitirirdi. Beşiktaş'ı yönetenler şunu iyi bilsin... "Darbe" haftası "Bursa" haftası değildi... Bundan sonraki "darbe" size yapılır!