Nefret derbisi Önce şu "böbürlenme" yanlışından kurtulalım... F.Bahçe- G.Saray rekabeti, bizde birçok kişinin sandığı gibi, maç günü yeryüzünde herkesin gözünü Türkiye'ye çevirdiği bir derbi değildir... Bu, "nefret, şiddet ve dehşet" kategorisinde dünyanın 1 numaralı derbisidir... "Kalite" kategorilerinde "kentsel", "bölgesel" ve "ülkesel" sıralamasında elbette İnter-Milan, R. Madrid-Barcelona, M. United- Chelsa maçlarını bulabilirsiniz ama bizdeki F.Bahçe-G.Saray ve Beşiktaş-F.Bahçe maçlarını göremezsiniz... R. Madrid-Barcelona ve M.United-Chelsea maçlarını dünyada futbolu seven herkes merak eder, izler ama bizimkileri sadece biz izleriz... Türkiye'nin "nefret" kategorisinde ilk sıraya bir derbiyi sokması "şiddetsel" nitelikli "gıcıksal" özelliğindendir. Çünkü biri, diğerinin anti-tezidir. Tıpkı, "şiddet" ve "nefret" içerikli "sınıfsal" Boca-River Arjantin derbisi gibi... Ve tıpkı birbirlerinden "kız" alıp vermeyen protestan-katolik dayanıklı "mezhepsel" Celtic-Rangers İskoçya derbisi gibi... Geçen haftanın bütünü, İngiltere'deki Chelsea-M. United maçındaki görüntüden esinlenerek "bizde de olur mu?" tartışmalarıyla geçti. G.Saray tarafı, Türkiye'nin buna hazır olamadığını ve böyle bir fotoğrafın çekilemeyeceğini açıkça belli etti. F.Bahçe tarafı ise "şampiyon" ve "konuk" fırsatını kullanarak, "olmalı" diye bastırdı... "Ev sahibi" ve "şampiyonluğu kaçırmış" tarafın kendisi olması durumunda G.Saray'ın yaklaşımını Kadıköy'de aynen benimseyeceğini unutarak... Maçın alkışlanacak tek tarafı "taş devri" manzaraları devam ederken, F.Bahçeli futbolcuların "olgun" tavırları, G.Saraylı futbolcuların ise F.Bahçeli arkadaşlarını ayak üstü kutlamalarıydı. 19 Mayıs Cumartesi günü "çok sayıda ölü ve yaralı" derbisi öncesinin, "son noktasına" bir "basamak" kaldı... Bunun cezası 15 maç olmazsa ve Tahkim (!) cezayı 5'e indirmezse... Merdivenin son adımına sadece "bir" yıl kaldı!