Hakem Bülent Demirlek'in elinde olsa, Fenerbahçeli futbolcuların ellerini, ayaklarını bağlayıp, maçın öyle oynanmasına bile izin verecekti. Bu maçın 55. dakikaya kadar uyarılmadan sürdürülmesi, bir insanlık suçudur. Futbol cinayetidir.
***
Böylesini hiç görmedik! "Vahşet tiyatrosu" denilen tarihin en çirkin oyununda, kolu saatli adamlar yüzünden futbolun da ruhu öldü... İnsanlığın da... Bu maçı, ülkenin Başbakanı izlesin, Böyle bir takıma bizim arsamızı bedava verenlerin gururunu bizlerle de paylaşsın! Bu maçı dünyanın bütün ülkeleri izlesin. Ve futbolculuktan çıkan Galatasaraylı futbolcularla, Fenerbahçe düşmanı televizyon kadavraları izlesin.
***
Maçtan bir gün önce verdikleri demeçlerle şiddete kur yapanların, dün gece çektikleri "vahşet klibi" vardı Ali Sami Yen'de... Yönetmen Adnan Polat Şiddet siparişine garsonluk eden tribünler, Fenerbahçeli futbolcuları kendilerine yakışan biçimde ağırlarken, Adnan Polat'ın yüzünü kara çıkarmadılar. Kendi nefret deryalarında boğulmaktan bile haz alırken...
***
Dün geceyi izledikten sonra futbolu tartışmak komik olur. Yaralı bir aslanla üstelik de nefret arenasında karşılaşmak, Fenerbahçeli futbolcular için, kolay değildi kuşkusuz. "Petek dolunca, yan gelip yatan sarı lacivert arıları" bekleyenler, işi ciddiye alan bir takım buldu karşılarında. Oysa tribün baskısını üzerinde hisseden takım Galatasaray'dı. İlk yarıda sahada ayakta durmaya mecali olan bir tek Galatasaraylı futbolcu yoktu. Onların da aklı futbolda değildi. Ve ne acıdır ki, içlerinde tribün nefretine sinsice komuta edenler vardı. Nefretin böyle ayaklandığı gecelerde, hayaller de tuz buz olur... Efsaneler de... Ve Lugano golü attı.
***
Böyle ortamların, bulunmaz adamı Tümer, sahanın en diri adamıydı. Çelik gibi sinirlere sahip olmanın bedelini de, hem rakibin, hem tribünlerin gardını düşürerek belgeledi. Bu dakikalarda gecenin ışığı sarı lacivertti. Fenerbahçeli futbolcuların gözlerindeydi "Fener." Kale yüreklerinde... Onlar, tarih boyunca göremeyecekleri bir vahşete karşılık, yüreklerinde açtı pankartı. "Sizin savaşınız bizim eğlencemizdir" diye... Ve ikinci gol geldi...
***
Maçın ikinci yarısının başında hakem Bülent Demirlek, nihayet dayanılmaz görüntülere karşı, hakemlik vasfını ortaya koyması gerektiğinin farkına vardı. Tribünlerden atılan pet şişeler azalınca, Arda'nın sahanın içindeki çirkinlikleri ortaya çıktı ama dün gece yadırganacak o kadar çok şey vardı ki... Arda kırmızı kartlıktı ama korkunun kıyısında gezinen Bülent Demirlek için, maçı bitirmenin emrini uygulamaktan başka derdi yoktu aslında.
***
Fenerbahçe'nin "alkışlanmayan" şampiyonluğuna karşılık, dün gece Ali Sami Yen'de Galatasaray'ın da nefreti şampiyon oldu. Tarihe mal olmuş, eski bir alışkanlıktır bu. Böyle kötülükler, bizim gibi ezilmiş toplumlarda "teselli" yerine geçer.
***
Fenerbahçe konulu nefret ateşini yakmak için sudan sebepler üreten Adnan Polat'a sormak gerek. "Yaktığın ateşin seni yakmayacağını mı sanıyordun?"