Şampiyon olamazdı Bu futbolla Beşiktaş'ın şampiyon olamayacağını daha "yolun yarısında" iddia etmiştim. Buralara kadar gelmesi, 'zikzak'ların aşırılığındandı. Beşiktaş "aşağıda" görünürken "yukarıda" gibiydi. Yukarıdayken, aşağıya iniş sinyalleri veriyordu. Bazen "içerideydi" ama her an "dışarı" çıkacak gibi "mesaj" gönderiyordu. "Dışarıda" olduğu zaman da "içeri" girecek hamleleri vardı. İşin gerçeği, Beşiktaş şampiyon da olabilirdi. Hatta "az daha" şampiyon olacaktı.. Son 5 haftayı gözden geçirmek bile bu görüşü doğruluyor. İki örnek verelim... Sakarya maçı farklı bir galibiyetle bitmesi gerekirken, son dakikalarda gelen bir rakip golüyle berabere sonuçlandı. Beşiktaş o maçı kazansa, varsayalım F.
Bahçe'yi yense, Bursa'dan alacağı galibiyetle son iki haftaya 5 puan önde "şampiyon gibi" girecekti. Peki, hak etmiş olacak mıydı? Hayır... Buna hakkı yok. Çünkü büyüklerin içinde "en kötü futbol" sıralamasında "birinciliği" kimseye kaptırmadı. Ankaragücü ve Manisa kupa maçları ile Manisa ve G.Saray lig maçlarındaki futbol süperdi. Gerisinde 1.5 ve 2.5 pozisyon, "mucize" goller ve "Beşiktaş'a yakışmayan" tarihin en kötü 90 dakikaları vardı. Yine de küçümsenmeyecek bir başarıyı gözardı etmeyelim. Beşiktaş, sezonun 2 numaralı kupasını "üst üste 2. kez" müzesine götürmek gibi bir başarıya imza attı. İşin asıl ve "hazin" gerçeğine gelince... Türkiye'de bu sezon hiçbir "büyük", şampiyonluğa layık değildi... "Kötünün iyisi" şampiyon oldu!