Yaşa Fenerbahçe Bu uzun maratonda zaman zaman taraftarlarını üzse de çoğu zaman futbol olarak ortaya çok iyi şeyler koyamasa da geçen seneki travma sonrası geri gelip, şampiyonluğa ulaşmayı ancak böyle büyük camialar başarabilir. Maça bakarsak, Fenerbahçe takımı sezonun genelinde olduğu gibi çok da etkili bir futbol ortaya koyamadı. Hınca hınç dolu tribünler önünde haftalar evvel lige havlu atmış bir rakibe karşı çok da etkili olamadı. Ama sonuçta aldığı bir puan sonrası, rakiplerinin de puan kaybetmesi nedeniyle mutlu sona ulaştı. Aslında böyle bir yazıda maça değil, sezonun geneline değinmek lazım. Bireysel anlamda bakıldığında, sezonun en iyi futbolcusu olarak Tuncay Şanlı'ya değinmemiz lazım. Attığı goller, hırsı, mücadelesi, yardımlaşması ve verdiği mesajlarla sezon boyunca parladı. Futbol olarak olmasa da tabelaya yaptığı katkılarıyla Alex de ona yardım etti. Aurelio, Ümit ve son haftalarda Tümer ile kaleci Serdar diğer sivrilen isimler oldular.
100. yılda mutlu son sezon yaşananlar hakikaten bir camia için kolay kolay üstesinden gelinebilecek şeyler değildi. O şekilde kaybedilen şampiyonluk bu sezon hep akıllardaydı. Son haftalara girildiğinde o kaçan şampiyonluğun stresi takımı üzerinde görüldü. Ama işte en sonunda F.Bahçe camiası tüm bireyleriyle ayakta kaldı ve 100. yılında mutlu sona ulaştı. Önümüzdeki iki hafta boyunca sevinmek, kutlamak, son yıllarda lige vurulan damgayı düşünüp, gurur duymak tüm F.Bahçelilerin hakkı. Rahmetli İslam Çupi'nin dediği gibi, "F.Bahçe'nin büyüklüğü, ne şampiyonluk büyüklüğüdür, ne de kupa büyüklüğü. Başka bir büyüklüktür o... Adı konamaz..."