Eğlenme zamanı İlk önce F.Bahçe'nin 100. yılda aldığı şampiyonluğu canı gönülden kutluyorum. Bu çok önemli bir başarıdır. Ligin başından sonuna kadar gelişen periyotlarda elbette eleştirilecek çok şey var. Ama sonuçta mutlu sona ulaşılmıştır. Bu nedenle herkese tebrik etmek düşer. Dün akşam İzmir'de gerçekten bir final maçı yaşandı. Sanki Fenerbahçe'nin rakibi Beşiktaş değil de Trabzon'du. Trabzonsporlu futbolcular ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Formalarını ıslattılar, galip gelmek adına her yolu denediler. Bunların hepsi sportmenlik ruhu içerisindeydi. Zaten şampiyon olacaksan böyle dürüst rakiplerin karşısında şampiyon olmalısın. F.Bahçe'nin şampiyon olması için galip gelmesi gerekiyordu. Herkes onu bekliyordu. Ama özellikle ilk 45 dakikada gördük ki F.Bahçe galip gelme adına hiçbir şey yapmadı. Beş dakikada atılan iki golden sonra oyun tamamiyle yavanlaştı. Tümer'in attığı bir şut, Deivid'in attığı bir kafa dışında pozisyon göremedik.
Deivid'in farkına varıldı İkinci yarıya çıkıldığında Zico, herhalde takımının oynadığı oyundan çok memnun olsa gerek, oyuncu değişikliğine gitmedi. Bursa'dan gelen yağmur gibi gol haberleri bile Zico'yu etkilemedi. Biz oyuna Yozgatlı, Serkan girecek derken, aylardır oynamayan Kemal'i aldı. Ama neyseki olumlu bir değişikliği de Semih ile yaptı. Bundan sonra F.Bahçe oyuna ağırlığını koymaya başladı. Alex'in kaçırdığı bir penaltı var. Arkadan herkesin eleştirdiği Deivid'in şampiyonluğu getiren golü. Aslında Deivid bu golü Kayseri'de son saniyede atmıştı ancak kimse farkına varmamıştı. Her halde artık insanlar farkına varır. Neticede Trabzonspor'u yaptığı mücadeleden dolayı kutluyorum. Gerçi onlar da UEFA'ya gitme adına son bir şans olarak bu maçı kazanmak istiyorlardı. Ama olmadı. Maç berabere bitti. Bu beraberlikten sonra Beşiktaş'ın Bursa'da, G.Saray'ın Sivas'ta aldığı neticelerle F.Bahçe matematiksel olarak şampiyonluğunu ilan etti. Son iki haftada geçen yaşadığı kabusu artık yaşamayacak. Gün F.Bahçe'nin günü. Artık stres bitti. Şimdi eğlenme zamanı.