Aşkın gerçek adı FENERBAHÇE Dün gece İzmir'de anaların ellerinden öptü Fenerbahçe... Şampiyonluğun bu en kutsal gecesinde.... Çünkü bu şampiyonluk, el değmeden üretilmiş "steril" bir şampiyonluktur. Alı teriyle kazanılmış ve geçen yıldan bu yana yüreklerin mahzeninde saklanmış, değerli bir şampiyonluk. Ana sütü gibi helal!
* * * Allah'ın adaletine inanın. Geçen yılın 14 Mayıs'ının akşamını hatırlayın... Ve bir yıl sonra aynı günün sabahında, Fenerbahçeli çocukların şampiyonluğa uyanmasını sakın ola tesadüf sanmayın. "Yaralarını başkalarının eliyle" sardıranlar, şimdi filmi başa sarsın. Şampiyonluğun mabedi yeşil sahadır. "Yemek masaları" değil!
* * * Bugün 14 Mayıs 2007... Geçen yıl bugün, sinsi bir final sahnesinin kurbanıydı Fenerbahçe. Kolu saatli bir adam, konfeti yağmurunun altında, saatini ayarlıyordu. Adaletsizliğin arka bahçesinde, sarı lacivert formalı çocuklar, çalınmış bayramlarına ağlıyordu da, kolu saatli adam, "15 dakika intikadan" bahsediyordu. Bugün 14 Mayıs 2007... Fenerbahçeli çocukların selamı var! Sarı papatyalar gönderiyorlar geçen yıl, kendilerini ağlatan amcalara... Boyunlarına kolye yapsın diye.
* * * Dünkü maçın stresini ve rakiplerden gelen maç sonuçlarını da hesaba kattığınız zaman, Fenerbahçeli futbolcuların stresini de hoş görmek gerekir belki. Üstelik "tekerlekli sandalye" görevini üstlenen Trabzonspor, kötürüm rakiplerini ayağa kaldırmak için olağanüstü mücadele ediyordu. Gökdeniz'in ortasına, kaleci Serdar da davetkâr bakınca şok bir gol geldi. Ama Tuncay bir dakika sonra harika bir ödeştirme yaptı, goldeki hatasını da örtbas ederek. Tuncay gecenin oksijen deposuydu yine. Ondaki militan ruh, sezon başından beri izin yapmadı zaten. İlk yarı, beklenmedik bir sonuçla bitti.
* * * Ve ikinci yarıda, çocukların "Şampiyonluk dualarıyla" dirilen ölüler gibiydi Fenerbahçeli futbolcular. Maçın 55. dakikasında köşe atışında Lugano'ya yapılan bir penaltı var ama, Fenerbahçe, kurban olmaya alıştırılmış bir takım, hakemin çıtı bile çıkmadı. Maçın son dakikalarında Lugano'ya aynı pozisyonda gösterilen sarı kartı da gecenin bahşişi saydım.
* * * Aşağıdaki savaşı yukarıdan izleyen komutanlarla, mücadelenin içine giren komutanlar arasındaki fark, şampiyonluktur. Dün gecenin sırrı buydu. Maçın 74. dakikasında Semih'e yapılan penaltı, Alex'in ertelenmiş bir şampiyonluk biletinden başka bir şey değildi. Ve Deivid'in golü geldi... O golle birlikte çok şey geldi...
* * * Alın terinin düşüdür şampiyonluk. O düşü, ayakta kalanlar görebilir sadece. Ve böylesine anlamlı bir gecenin en anlamlı görüntüleri, sezon başından beri ayakta kalan, en kötü günlerde bile umudundan zerre kadar ödün vermeyen Fenerbahçe taraftarlarına aitti.
* * * Şampiyonluk, bilmem kaç milyon kişiliktir aşktır. O aşkın adı da Fenerbahçe'dir... Bu sevgiyi hisseden ve bu sevgiye layık olanların cümlesine helal olsun.