İki gözü 14 Mayıs Fenerbahçe, İnönü Stadı'nda ateşlere basa basa, hem haksızlıkların üzerine yürüdü. Hem kendilerini lig bitmeden şampiyon ilan edenlerin başkentini zapt etti. Şampiyonluk aşkına atılmış adımların sahibi olanlar, galibiyetin de sahibi olduysa, buna saygı göstereceksiniz. Ama bakıyorum da, bükemediği bileği öpmesi gereken rakip yöneticiler sudan ucuz mazeretlerin kuyusundan su çekiyor. Televizyonlarda pozisyon yorumlayanların yüzünden düşen bin parça. Fenerbahçe hapşırsa, biri bile "Çok yaşa" demeyecek. Yorumları, geçmişteki pozisyonlarla çelişiyor ama hafıza özürlü sanıyorlar bizleri. Kesilen kabloları dillerine dolayanlar, kestikleri adaletin kablosundan da bahsetsin biraz. Sezon başından beri öldüremedikleri takımın, canlı ruhuna saygı göstersinler bari!
* Rakibi avlamak için en yürekli kement, inançtır. Fenerbahçeli futbolcularda "tanrısal bir güç" vardı ve maçı kazanmalarındaki sihir buydu. Tümer Metin, gecenin en yaman adamıydı. İnönü Stadı'nda kendisine öfkenin darağacı kurulmuştu da, hiçbir kaleme sığmayan bir mücadele biçimiyle, dimdik ayakta kaldı. Maçın sonucu kadar ağır bir yenilgi tattırdı tribünlere.
* Kaç maçtır oynamadan kazanan Beşiktaş'ın, kendini ele verdiği gecelerden biriydi Fenerbahçe karşılaşması... Yöneticilere göre, maç oynanmadan kazanılmıştı aslında. Bunun adı avcıyken av olmak. "Hakem sahaya şartlı çıkmıştı" diyen İbrahim Toraman, maç boyu hakemin gözbebeğiydi. Rakibinin burnunu dağıtmadan önce sahadan atılmalıydı. Baki'yi hiç sormayın bile. Kaç zamandır hakemlerin biricik aşkı. Bu ülkede hakem için konuşacak son takımdır Beşiktaş! Fırat Aydınus, Beşiktaş adına Selçuk Dereli kadar adaletli (!!!) davranmadı. Herhalde Celal Kolot ve arkadaşlarının sıkıntısı burada.
* Fenerbahçeli Selçuk'un çirkinliğine gelince. Bu hareket kendi tribünlerine yapıldığında hangi tepkiyi layık görüyorsan, Selçuk'a da aynı tepkiyi göstereceksin. Galatasaraylı Emre Aşık'ın parmağını kınıyorsan, Selçuk'un yanlışını da kınayacaksın. Bu bir erdemdir. Zico'nun kafasına tükürük yağdığı halde, "İyi ağırlandık" diyen Fenerbahçeli yöneticiler için "teşekkür mektubu" yerine de geçer.
* Geçen sezon sonu "İki gözü 14 Mayıs" olan çocuk tablolarını değiştirme zamanı geldiyse, Fenerbahçeli futbolcuların, geçen sezon aldıkları dersi unutmamaları gerek. Bakmayın kolundaki saatle geçen yılı yağmalayan adamların sahte sözcüklerine. Lig henüz bitmedi. Bu ülkede hâlâ Fenerbahçe'nin yediği gollere "Oleyyy" çeken yetkili ve soylu (!) şahıslar mevcut. Ve sezon başından beri adaletsizliğin iğne deliğinde fil oynatanlar, son kozlarını oynamadılar daha. 28 maçta tek penaltı verilmeyen bir takımdan bahsediyoruz.
* Burası Türkiye... Burası tehlikeli bir ülke. Kendi aralarında "Fenerbahçe'yi şampiyon yaptırmama bakanlığı kuranlar", her an yeni tuzaklar kurabilir. En büyük felaketler, kazandığınızı zannettiğiniz zaman kaybettiklerinizdir. Hatırlatırım! O anı hiçbir Fenerbahçeli unutmasın... "İki gözü 14 Mayıs" olan çocuklara "15 dakika intika veren" adamı da...