Galatasaraylıyım demeye utanıyorum Tandoğan'da, ve Çağlayan'da toplanan insanlar, Türkiye'yi, rejimi nasıl sahiplendiklerini gösterdiler. Galatasaray'da tribünler koyun gibi Özhan Canaydın ve ona oy veren kongre yüzünden Galatasaray üyeliğinden istifa ettim. Şimdi Galatasaraylılığı da bırakacak hale geldim.... Bu kongresiyle, başkanıyla, seyircisiyle, ben Galatasaray'ın nesini tutacağım. Hangi gururu verecek bana da Galatasaraylı olmaya devam edeceğim
Saha içindeki sorun neydi? Fenerbahçe'nin kazanması futbolcuları olumsuz etkilemiş olabilir mi? Futbolcular birbirine dargın, futbolcular hocaya inanmıyor, futbolcular antrenör Erdal Keser ile kavgalı. Galatasaray'da birlik beraberlik kalmamış ki!.. Sen Galatasaraylı futbolcusun, böyle bir tempoya girmişsin, "Ben onu atacağım, bunu satacağım, aç futbolcular alacağım." deseler oynar mısın bir daha!.. Seni oynatmayacağını, seni yollayacağını deklare ediyor herif... Böyle bir kritik günde, her şeye aykırı antrenör düşüncesi olur mu? Özhan Canaydın, "Çılgın mısın Gerets, ne diyorsun? Bu çocuklar oynuyorlar en kritik maçları, sen bunları nasıl horlarsın" demiyor.
Gerets efendi 'kendisini kurtaracağım' diye her gün futbolculara saldırıyor, "Bunları atacağım, bunları yollayacağım" diyor, kimsenin sesi çıkmıyor. Sonra o futbolcu maça çıkacak, oynayacak öyle mi? Yok ya... İnsanın doğasına aykırı...
BİRLİKTELİĞİ BOZDU Açık söylüyorum; Aziz Yıldırım el altından para vererek, Galatasaray'a bir hoca tutsa ve dese ki bu takımı darmadağın edeceksin, Gerets'in verdiği zararı vermez. Adam, 'deşifre olurum' diye düşünüp 1-2 tane iyi şey yapar. Aziz Yıldırım'ın 'casus' diye göndereceği bir adam orada, Galatasaray'ın başında... Mucize, Galatasaray'ın bu maçları oynaması mucize... 'Birlik, beraberlik', Galatasaray'ın en büyük havası buydu. Geçen sene o birliği beraberliği Hasan ile Hakan sağladıkları için Galatasaray şampiyon oldu. Bu sene ilk onları hedef seçti Gerets. "Geçen sene şampiyon yapan Gerets değil Hasan ile Hakan" dediler diye Hasan ile Hakan'a düşman oldu ve bakın ne hale geldiler.
BAŞKANLAR NEREDE! Bu adam hâlâ Galatasaray'ın başında ve o tribünler hâlâ o Gerets'e reaksiyon göstermiyor. Yazıklar olsun ya, yazıklar olsun. Ben Galatasaray'ı bu kadar sahipsiz görmedim. Yıllar yılı, Galatasaray'ın parlak dönemlerinde başkanlık yapmış adamlar hayatta. Selahattin ağabey hayatta, Ali Tanrıyar hayatta, Ali Uras hayatta, Alp Yalman hayatta, Faruk Süren hayatta, Mehmet Cansun hayatta... Nerede kardeşim bunlar? Şöyle bir araya gelin, bir yemek yiyin de 'ne oluyor bu Galatasaray'ın hali' diye Galatasaraylılar sizden bir şey görsün, bir şey beklesin. Hayır. Kimsenin gıkı çıkmıyor. Ölü toprağı serpilmiş Galatasaray'ın başkanlarına. Kim kurtaracak! Tribün uykuda, kongre desen Özhan'ın emrinde, "Ben canımın istediği kadar başkan kalırım" diyor. 'Galatasaraylıyım' demeye utanır hale geldim. Bu Özhan ve ona oy veren kongre yüzünden ben Galatasaray üyeliğinden istifa ettim. Şimdi Galatasaraylılıktan da istifa edecek hale getiriyorlar. Ben niye tutayım bu Galatasaray'ı! Bana bir tane sebep gösterin. Bu kongresiyle, bu başkanıyla, bu seyircisiyle ben Galatasaray'ın nesini tutacağım!.. Hangi coşkuyu, hangi gururu verecek Galatasaray bana da ben Galatasaraylı olmaya devam edeceğim. Yani Galatasaray'ın dışındaki düşmanlar yetmiyor... Medya ayrı bir rezillik. Sabah gazetesi, Hakan'a 1 vermiş. Tüylerim ürperdi. Hakan'a 1 vermiş. Kim verdiyse erkekçe benim odama gelsin, karşıma. 4 kat yukarıdayım ondan. "Ben verdim" desin bakayım, ben de onun futboldan anlamadığını ya da Hakan'a öfkesi kini yüzünden 1 verdiğini kanıtlayım ona. Sabah, Türkiye'nin en büyük gazetelerinden biri. Kendi kişisel öfke ve kendi kişisel kinine bir gazeteyi alet etmeye hakkın var mı? Hakan, Antalya karşısında en aklı başında, en iyi iş yapan adamlardan bir tanesiydi. '1' ne demek? 'Sıfır' ne demek Orhan Ak'a ya!.. Böyle bir tepki notu olur mu? Sıfır sana, sıfır senin gibi adama o notu verdirene!.. Sıfır o çizelgeyi koyan editöre.
AYRILMAYI DÜŞÜNDÜM Arkadaş sen fanatik, radikal, 3-5 kişinin okuduğu bir gazete çıkarmıyorsun. Bütün Türkiye'ye hitap eden bir gazete çıkartıyorsun. Türkiye'nin 2 numaralı gazetesisin tiraj bakımından. Böyle bir şey yapmaya hakkın var mı ya! Orhan Ak sıfır, Hakan Şükür 1. Sıfır size. Sabahleyin evde gazeteyi parçaladım öfkemden ve ilk defa 'ben bu gazetede niye yazıyorum' diye düşündüm. İlk defa düşündüm. Bunca şey yaşadı Sabah, düşünmedim. Bu sabah düşündüm. 'Ben bu gazetede niye yazıyorum' diye düşündüm. Bir tane adam koca Sabah Spor'u alet edebiliyorsa kendisine o zaman başka yerde yazmam lazım benim. Buna 'dur' diyecek biri yok mu Sabah'ta. İşte söylüyorum, maçın kasetini de alıp karşıma gelsin, bana niye 1 verdiğini göstersin. Anlatsın bakalım. 4, 5, 6 verdiği, 7 verdiği adamların Hakan'dan ne kadar iyi olduklarını anlatsın bakayım. O zaman ben, kendi sütunumda da, senin sütununda da özür dileyeceğim. 'Arkadaşım haklıymış, Hakan gerçekten 1'lik oynamış' diye. Geçen hafta 10 dakika oynadı, 2 gol şutu, 2 tane asisti var. Yine Hakan'a verdikleri not 2-3. Hakan kadar başınıza taş düşsün. Size ne oluyor ya!.. Hakan'ın zaten Galatasaray'ın içinde, dışında düşmanları var. Size ne oluyor? Medyanın görevi mi Hakan'a düşmanlık. Gelmişler oraya, Sabah'a konuşlanmışlar, her Galatasaray maçlarından notları bunlar veriyorlar, her Galatasaray maçında Hakan'a en düşük notu veriyorlar. Hakan ne yaparsa yapsın. Hakan ne yaptı bunlara ya! Herhalde bir şey yaptı. Aklıma başka bir şey gelmiyor. Hakan bunlardan birinin canını çok fena acıtmış. Aklıma başka bir şey gelmiyor. Ama bu gazeteyi başka kimse okumuyor mu? Pazartesi sabahı, benim duyduğum öfkeyi Sabah'ta duyan bir tane adam yok mu? 'Bu nedir' diye. Haftalardır oynanıyor bu oyun çünkü. Bu haftaya mahsus değil. Haftalardır Hakan üzerine oynuyor Sabah.