Beşiktaş-F.Bahçe maçı öncesi, Galatasaraylı taraftarlar büyük bir çelişki içerisindeydi. Beşiktaş'ın F.Bahçe karşısında başarılı olmamasını isteyenler, Şampiyonlar Ligi'ni düşünüyorlardı. Diğer bir kesim ise F.Bahçe'nin şampiyonluğunu görmemek için Beşiktaş'ın kazanmasını istiyordu. Şampiyonlar Ligi maddi açıdan çok önemliydi. Ancak fanatik bir Galatasaraylı,
F.Bahçe'nin şampiyonluğunu görmektense beş parasız kalmaya bile razıydı. Beşiktaş galibiyeti sonrası F.Bahçe artık "şampi..." olmuştu. Tek amaç Şampiyonlar Ligi'ne kalabilmekti. G.Saray umduğunu değil bulduğunu yiyecekti. Maç böyle bir atmosferde başladı. G.Saray bildiğiniz gibi... Aynı film devam ediyor. Matine-suare oynuyor Galatasaray. Orta saha evlere şenlik. Nereden, nereye geldik. Suat, Emre, Okan'lı günlerden, Mehmet Topal, Mehmet Güven ve İnamoto'lu günlere... Bakıyorum G.Saray'ın oyun kurucularına, Mehmet Topal ve İnamoto...
"Gerets go home" Koskoca G.Saray ne hallere düştü. İkisi kampta aynı odada kalsalar, saat bile kuramazlar. Arda'yı mumla arar hale geldik. Arda, bu takımın lezzetiymiş. Değeri, sakatlanınca anlaşıldı. Yılmaz Vural, Türkiye'de harcandı. Sezar'ın hakkını, Sezar'a vermek gerek. Bana göre Yılmaz Vural, Türkiye'deki yabancılarla teknik direktör diye oynar. Ama biz kendi değerlerimize sahip çıkana kadar, yaşar mıyız bilemem. Gerets'e ne demeli. Belçikalı artık onurlu bir şekilde bavulunu toplayıp gitmeli. Görünen köy klavuz istemez. Gerets'le bu iş olmuyor. Geçtiğimiz sezon yaşanan şampiyonluk için teşekkür ederek Gerets'e "Go home" diyorum. Sonuç olarak, G.Saray tribünleri tıklım tıklım dolduran taraftarlarını yine sevinderemedi. Ne diyelim? Taraftarların kederi bu. Yapacak bir şey yok!
MURAT ÖZARI