F.Bahçe şampi... Büyük takımlar kendilerini büyük maçlarda belli ederler. Biz futbolcular da öyle. Dün akşam bu gerçeği İnönü Stadı'nda yaşadık. Fenerbahçeli futbolcular onurlarını, gururlarını ortaya koydular ve renkleri için oynadılar. Aurelio'nun yokluğunda Fenerbahçe'nin yüzde 70'inin kaybolduğunu savunan insanlardan biriydim. Ama onun yerine oynayan Appiah'ı sahada görünce yanıldığı anladım. Appiah'ın da Fenerbahçe için, o renkler için nasıl oynadığına şahit oldum. Tigana beni şaşırttı. Neden derseniz? Ligin bitmesine 4 hafta var ve rakibi Fenerbahçe 2 puan önde. Be kardeşim sana beraberlik yarar mı? Hala neden Bobo'yu kenarda bırakıp, tek santrafor Nobre'yle oynarsın. Tamam geçen hafta Sivas'ta "balık galibiyet" aldın. Aynı galibiyeti Fenerbahçe karşısında almak için sarı-lacivertli takım, sana bu izni verir miydi? Golü yedikten sonra Bobo'yu da aldın, İbrahim Akın'ı da aldın. Bütün riskleri aldın. Ama geç kalmadın mı? Türkiye Kupası'nın ilk ayağında "Tigana, Zico'yu yendi" diye yazmıştım ama Zico seni ezdi geçti.
Zico'yu alkışlıyorum Zico, Aurelio'nun yokluğunda Appiah'ı, Deniz'in yanına monte ederek çok akıllı iş yaptı. Gerçi burada Appiah'ın sakatlığının iyileşmesi de önemli bir etkendi. Ve yine Zico'nun alkışlayacağım bir yönü daha var o da 2 puan önde olmasına rağmen takımı beraberliğe değil, galibiyet için İnönü'ye getirmesiydi. İlk dakikalardan itibaren Beşiktaş kalesine saldıran Fenerbahçe idi. Alex'in muhteşem pasında Tümer'in kaçırdığı golün arkasından Tuncay'ın harika asistiyle Kezman'ın attığı gol, söylediklerimin bir örneği. Fenerbahçe elbette bu golü yapacaktı. Yalnız bu golü yaparken, geri dörtlüde oynayan Önder-Lugano-Edu-Ümit Özat dörtlüsünü alkışlamamak olmaz. O alkışları aynı şekilde kaleci Serdar'a da gönderiyorum. Neticede Fenerbahçe aldığı bu 3 puanla şampiyonluğa çok yaklaşmıştır. Önlerinde Trabzonspor ve Galatasaray maçları var. Onları da alıp 100. yılında şampiyon olursa bu güzellik herhalde tartışılmaz. Sonuçta "Fenerbahçe şampi..." diyebiliriz.