Nefesi çok derin tuttum Bir patırtı bir kütürtü... Şeytan aldı cin götürdü... Okiste dalavere kisle karışık... Kis kili kili alley hooop!.. "Bu tekerleme de ne mana" diyecekseniz amma demeyin. Bunlar büyülü laflar. "Fener'in başarısı, Kartal'ın ayağının kayması" için yaptırdığım büyünün giriş sözcükleri yani Adıyaman'dayım. Bozoğlu nam otelin havuza karşı salonunda, dev bir ekrandan seyrediyorum maçı. Herkes meraklar içindeyken bir tek ben rahatım. Çünkü dediğim gibi nefesi beter bir derin hocaya, Kahtalı Fettah Efendi'ye büyüler kurdurttum.
Nemrut'a doğru Ne kadar faydalı bir iş yaptığımı maç başlar başlamaz da anladım zaten.
Art arda ataklar, Beşiktaş kalesini b u n a l t a n ataklar ve daha ilk çeyrek bitmeden gelen şandelleme Kezman golü. Lakin uygulamada ufak bir hata yapmışım. Büyü kağıdının kenarlarını tırnak makasının tiki tuku diye ses çıkararaktan yarım ay şeklinde kesen ağzıyla hafiften kesip geri kalan parçayı Nemrut Dağı'na doğru yakıp bilahare küllerini savuracaktım, unuttum.
Pır pır eder uçamaz O yüzden ilk yarı boyunca bizim takımda savrulmalar oldu. Önce Tümer sonra Tuncay ortopedik arazlar gösterecek duruma geldiler. Ama büyünün gücü öyle bir kuvvetli ki benim acemiliğime karşın İbrahim Üzülmez'in ayak dümenini minimum 45 derece yamulturken Burak kardeşimizi pır pır eder uçamaz hallere soktu.
Güç tükendi İkinci devre başlar başlamaz anladım ki cimriliğim sırf benim değil Fenerbahçemin de başına dert açabilir. El alem okutup üfletme, muska yazdırıp dualar alma karşılığında direktman para vermek yerine, tavuktu, horozdu, keçiydi koyundu, bıldırcındı, ayran, süt, yoğurttu getirip takdim ediyor zatı muhtereme. Ben ise çok matah bir şeymiş gibi üzerinde "A" yazan malum ve kadim şapkalarımdan birini bıraktım sadece. Hoca yol görmüş adam olduğundan bana bi şeycik demedi ama arkamdan büyüyü sadece ilk devrede iş görecek duruma getiren anti büyüyü yaptı galiba.
Korner korner üstüne Dikkat ederseniz maçla ilgili fuzuli bilgiler vermek yerine laf ebeliği yapıp dakikaları gargaraya getiriyorum. Sihrin atmosferine kendimi çok kaptırdığım için bu büyü tamamen bozulur da gol mol yeriz diye ödüm kopuyor zira. Aksi gibi ben böylesi endişelere gark olmuşkene art arda kornerler, bindirmeler, presler patlıyor kale sahamızda. Ne zamanki Toraman delikanlı İbrahim Serkan'ın yüzünü kan kırmızı yapmaktan kırmızı kartı yiyor o an acuk ferahlıyorum. Sonrasında 10 kişi kalmasına rağmen Beşiktaş'ın bunaltan baskısı, Alex'in inanılmaz gol kaçırışı, son dakikanın bitip tükenmek bilmeyişi ve eeen sonunda heyoooooooooo!..