Ağlamayana... F.Bahçe-Beşiktaş arasındaki tarihi derbi dün F.Bahçe'nin zaferiyle sonuçlandı. Bana göre iki olay ön plana çıktı. Birincisi; Tigana son taktik idmanında hücum futbolu müjdesini veren çift forvetli sistemi denediğinde Beşiktaş'ın büyüklüğüne yakışır bir oyun izleyeceğimizi düşünmüştüm. Ancak derbide kadrolar elime geldiğinde yine şaşırdım. Çünkü Fransız hoca sahaya yine tedbirli çıkmıştı. İlk yarı bunu gören F.Bahçe ev sahibi takımın üzerine gelmekten çekinmedi. Kezman'ın golü bu dizilişlerle sürpriz olmadı.
İlk yarı heba edildi Bobo'nun ikinci yarı oyuna girmesi ve çift forvetle birlikte daha ofansif anlayış F.Bahçe'yi adeta sahasına hapsetti. Tigana'ın ilk 45 dakikayı nasıl heba ettiğini bir kez daha gördük. İkincisi; 'Ağlamayana emzik yok' diye bir anonim söz var. Çarşı 5 tanesini asınca genel olarak haklı bir tepki ortaya koydukları maç bitince ortaya çıktı. Golden sonra maç bitene kadar F.Bahçeli futbolcuların her faulde yerde kalıp sedye istemeleri ve ısrarlı zaman çalma girişimlerine hakem Fırat Aydınus ilk yarıyı 3 dakika uzatarak adeta prim verdi. Ana sorun aslında hakem de değil. Sorun, dün F.Bahçe sahadan yenik ayrılsaydı aynı hakemin linç edileceğine ve gündemin değiştirileceğine olan kanaat. Yanlış olan ve toplumda hakim kılınan kanı şuna döndü, 'Ağlamayana şampiyonluk vermiyorlar.'