Holiganizm Holiganizmin Türk futboluna verdiği zarar artık bu işin köklü bir biçimde çözümünü zorunlu kılıyor. Futbol büyük bir endüstri. Ve bu endüstri hâlâ amatörler tarafından yönetiliyor. İddia ediyorum, batılı tipi bir kulüp yönetim mantığı oturursa tribün terörü biter. Bugün F.Bahçe'de zirve yapan ceza alma alışkanlığı hemen hemen bütün kulüplerimizin ortak derdi. Bu tablo kulüp yönetim zaafiyetinin sonucudur. Kulüpler profesyonel sahiplerinin olursa hiçbir statta asayiş sorunu yaşanmaz. Örnek mi? İngiltere. İngiliz holiganizmi tüm dünyanın yaka silktiği ciddi bir sorundu. Heysel faciası İngilizlerin aklını başına getirdi. Hem İngiliz federasyonu hem de kulüpler ciddi tedbirler alarak bu sorunun önüne geçtiler. Bugün Premier Lig maçlarında futbolcuya dokunacak kadar yakın oturan seyircilerin son derece dikkatli biçimde maçı izlediklerine tanığız. Artık şunu kabul etmeliyiz, futbol sadece kazanmak ve kaybetmekten ibaret değil. Kazanılan her puan, puan tablosundaki her basamak artık para demek. Seyircisiz oynanan her maç kombine satışlarına darbe, kaybedilen her puan kulüp gelirlerine zarar. G.Saray da dahil pek çok takım sadece bu sezon kaybettiği seyirci-puan hesabı çıkartsa eminim altından kalkılmaz bir bilanço oluşacaktır. Şampiyonluk yarışı ve kulüp çekişmeleri arasında böylesine keskin bir gerçek ne yazık ki eriyip gidiyor. Tribünleri lehte veya aleyhte bağırtarak kulüp yönetimlerine gelen yönetici modelleri tedavülden kalkmadıkça, soyunma odalarına girip taraftar gibi futbola müdahale eden başkan modelleri yok olmadıkça futbolda terörü bitirmemiz imkânsız. İngilizler holiganizmi nasıl çözdüyse Türkiye de rahatlıkla çözer. Yeter ki niyet olsun.