Parçalanırdı Terim öyle bir takım çıkardı ki Yunanlılar gibi değil, normal bir skorla bile yenilseydik kurşuna dizilmez, kırk satır ve kırk katırla paramparça edilirdi
'Şu adamı doğru oynattı' denilecek, üzerinde ittifak edilecek bir kişi yoktu takımda. Kariyerini sona erdirecek bir risk alarak, A'dan Z'ye hücum takımı sahaya sürdü
Yunanistan'ı 4-1 mağlup edecek bir top oynamadık. Biz, Türk futbolundan beklenmeyecek düzeyde iyi oynadık. Öte yanda Yunanistan da çok kötüydü
***
Ligdeki kötü futbola, eksiklere, Terim'in kadrosunun eleştirilmesine karşın milliler, Yunanistan karşısında farklı bir galibiyet elde etti.
Maçla ilgili neler söyleyeceksiniz? Bir defa Sezar'ın hakkını Sezar'a verelim. Ünlü bir generalin, adından da ünlü bir anekdotu vardır. Müthiş bir zafer kazanıyor Fransız ordusu; "Savaşı kim kazandı generalim" diye soruyorlar ve general "Kaybetsek kimi kurşuna dizecektiniz" yanıtı veriyor. Fatih Terim sahaya öyle bir takım çıkardı ki kaybetseydik, öyle Yunanlıların 4-1 kaybettiği gibi de değil, normal şekilde kaybetseydik bile Fatih Terim kurşuna da dizilmez, o eski masallarda olduğu gibi kırk satır ve kırk katırla, paramparça edilirdi. Çünkü kaleciden başlayarak takımın eleştirilmeyecek, hemen hemen tek adamı yok.
MAÇ EKSİKLİĞİ VAR Volkan'a en çok ben itiraz ettim. Etmeye de devam ediyorum. Bu maça rağmen itirazım devam ediyor. Volkan, Milli Takım'ın kalesini koruyacak formda değil. Bir defa maç eksiği var. Maç eksiği olmasa doğru yerde durur ve o golü yemezdi, maç eksiği olmasa doğru yerde durur, doğru hareketi yapar ve o direğe çarpan topu engellerdi. O direğe çarpan top da goldü. Onu da yedi Volkan. Zaten başka da iş düşmedi. Şimdi deplasmanda oynuyorsun. En önemli rakiplerinden biriyle oynuyorsun. Beraberlik bile senin için iyi bir sonuçken, takımın sağ kanadında iki tane sağ açık var; Sabri ve Hamit. Savunma özellikleri zayıf. Sol beke bakıyorsun yine hücuma dönük en iyi adam ama savunması tartışılır; İbrahim Üzülmez ve de onun yerine giren Volkan. Stoperlerden bir tanesi aylardan beri ortada yok; sakat. Ne yapacağı belli değil. Beşiktaş oynatmıyor, Fatih Terim doğrudan doğruya Milli Takım'a koyuyor. 'Servet oynar mı, oynamaz mı' tartışılır; Fenerbahçe beğenmemiş atmış. Fenerbahçe'nin en çok eleştirilen yer olan orta sahasını oluşturan Aurelio, Tuncay ve de Fenerbahçe'de hatır için oynatılan Tümer sahada. Ve "Türkiye'de yüzde 90 çift ön libero ile oynayalım" derken tek ön libero, iki forvet sahada. O iki forvet de tartışılır. "Galatasaray'da niye oynatılıyor?" diye kıyametler kopartılan Hakan Şükür ve bu sene bir türlü ortaya çıkamayan, sakatlıktan kurtulamayan Gökhan Ünal. Yani şöyle bir baktığın zaman 'Fatih Terim şu adamı doğru oynattı' diyebileceğin, üzerinde ittifak edeceğin, bir kişi yok takımda. Sen bu takımla çıkıyorsun, bu büyük bir risk. Bu takımın bir özelliği var. Bütün oyuncuları hücuma dönük, kaleci Volkan dahil. Volkan'ın en büyük özelliği topu oyuna çabuk sokması. Bu yüzden 'Rüştü'ye tercih edilsin' diye kıyamet kopuyordu. Rakip savunma yerini almadan topu elle de, ayakla da oyuna sokabiliyor. Yani A'dan Z'ye bir hücum takımı. Nerede Yunanistan'da!.. Futbol kariyerini sona erdirecek bir risk. Milan'dan ayrıldı, Galatasaray'a geldi, Galatasaray'dan da ayrıldı. Milli Takım'dan da bu şekilde ayrılsa, Fatih Terim biter. Üstüne bir de İsviçre maçı olayları var, tatsız. Ama işte, büyük adamlık da bu... Cesaret, yüreklilik bu...
REHHAGEL ŞAŞIRDI _Yunanistan, biraz da bunu kestiremedi galiba... Aslında kimse kestiremedi... Takımı son ana kadar açıklamamasının sebebi de bu... Rehhagel'in bunu kestiremeyeceğini biliyordu. Hayatta gördüğüm en kötü Yunanistan sahadaydı. Ne doğru dürüst hücum yapabildiler, ne de onları Avrupa Şampiyonu yapan efsane savunmalarını kurabildiler. Ben böyle Yunanistan görmedim!.. Mahalle takımı gibiydiler. Bunun iki sebebi olabilir: Yunanistan'da da, Türkiye'deki gibi futbol kötü oynanıyor. Asıl önemlisi de Rehhagel, böyle bir Türkiye'ye, böyle bir futbola hazır değildi... Rehhagel, kapanacak Türkiye'nin üstüne gitmeyi düşünen bir takım kurmuş. Yani olaya iki ayrı açıdan bakmak lazım: Avrupa Şampiyonu Yunanistan'ı 4-1 mağlup edecek, muhteşem bir top oynamadık. Biz, Türk futbolundan beklenmeyen düzeyde iyi oynadık. Fatih Terim'in sahaya çıkardığı yürekli, hücum takımının karşılığını aldık. Ama öte yanda Yunanistan çok kötüydü. Çok kötü Yunanistan'ın çok kötü bir kalecisi vardı. Geleni gideni içeri aldı. Bunu da gözden uzak tutmamak lazım.
KURTULUŞ SAVAŞI GİBİ Gürcistan maçında gergin gözüken Milliler, Yunanistan taraftarlarının düşmanca tavırlarına karşılık sakin ve rahattı. İsviçre ve Gürcistan maçlarından gereken dersi çıkardığımızı söyleyebilir miyiz? Terim, geçmişten de aldığı derslerle takımı psikolojik olarak çok iyi hazırlamış. Türkiye ile Yunanistan arasında bir gerilim var. Kimse bunu inkâr etmesin. Ben hep söylerim; Türkiye ve Yunanistan arasında uzağa tükürme yarışması yapılsa bu Türk-Yunan kurtuluş savaşı gibi vasıflandırılıyor. 'Kazanan kurtulacak, kaybeden perişan olacak' ya da kazanan 'Kıbrıs'ın tamamını' alacak. Şimdi millet böyle düşününce, oyuncu böyle düşününce, sahaya çıkan oyuncunun eli ayağına dolaşıyor. Daha futbola başlamadan kafası karmakarışık ve müthiş bir gerilim içinde... 'Benim bu maçı almam lazım. Ben bu maçı almazsam memlekete nasıl dönerim.' Yani oyuncu vatan haini muamelesi görebileceğini düşünüyor. Bu düşünce içinde adamın doğru dürüst top oynaması mümkün değil. Fatih Terim başından sonuna kadar bu baskıyı kaldırmaya çalıştı. 'Moldova maçı nasıl bir maçsa, bu da öyle bir maç. Katiyen farklı düşünmeyin, çıkın rahat rahat oynayın, keyfinize bakın. Ben de bakın böyle hücum takımı düşünüyorum. Kaybetmek aklımda yok.' Yani teknik ve taktik olarak takımı nasıl hazırladıysa, aynı ölçüde başarıyla da, psikolojik olarak hazırladığını gördük. Bu gerilimi kaldırdı. Başından sonuna kadar.