Görmek istemiyorlar 3-0 kazanmış takımın hiç mi iyi tarafı olmaz? F.Bahçe'ye gelince tabii olmaz! F.Bahçe söz konusu olunca bardağın hep boş tarafı gösteriliyor, ya dolu tarafı?..
Hatırlarsanız Fenerbahçe, Daum'la şampiyonluklar yaşarken ölü vuruşlardan kazanılan goller sanki bir suçmuş gibi gösteriliyordu. Her golden sonra "Bak gene ölü top" gibi eleştirilerle galibiyetler küçültülüyordu. Takımın iyi yanları asla görülmüyor, olayları kendi istedikleri gibi yorumluyorlardı. Zico gelince değişen bir şey oldu mu? Elbette hayır. Eski tas eski hamam. En fazla gol atan takım Fenerbahçe bu sefer de, "Neden ölü toplardan sonuca gidilemiyor" diye yerle bir ediliyordu. Konya maçında kornerlerle 3-0'lık skor yakalandıktan sonra tutunacak dal kalmadı. Ama önemli değil. Bu sefer de "Konya çok kötü, Konya açık futbolu tercih etmiş" oldu. Aslında ne güzel işte. Adamlar futbol oynamaya çalışıyor. Ama arkadaşlar için önemli olan futbol falan değil, Fenerbahçe karşısında oynayan takımların çağdışı şekilde 11 kişiyle kapanıp, ne yapıp edip puan alması. Çok ilginç, öyle değil mi? Yahu 3-0 kazanmış bir takımın hiç mi iyi tarafı olmaz? İş Fenerbahçe'ye gelince bardağın hep boş tarafı gösteriliyor, dolu tarafına bakılmıyor bile. İşte bizim gibiler de okurlarına "Tamam boş tarafta bunlar var ama dolu tarafta da bunlar, bunlar var" dediğimiz için bazı kesimler bozuluyorlar. Ama önemi yok, doğru bildiğimiz yolda mücadeleyi her zaman veririz, kimse merak etmesin... Bakın arkadaşlar sezon başında "Hedef Şampiyonlar Ligi'nde final" diyen Adnan Polat'ın takımı Galatasaray grubunda sonuncu oldu ve elendi. Gene "Hedef UEFA dahil bütün kupaları almak" diyen Yıldırım Demirören'in takımı Beşiktaş çok kolay grupta ilk 3'e bile giremeden elendi. Kimseden ses çıkmadı. Ama 2007'de hedefi final koyan Fenerbahçe, 5 gol attığı takıma yediği talihsiz bir golle elenince kıyameti kopardılar. Diğer iki takım için asla söylemedikleri "Asıl Avrupa önemli, lig şampiyonluğunun önemi yok" sözlerini Fenerbahçe için sürekli kullanır hale geldiler. Aynı olaylar basketbolda da yaşandı. Fenerbahçe elenince hayatında salonlara adım atmamışlar bile basketbol uleması kesildiler. "Vay efendim yok bu grupta nasıl elenirlermiş" fetvaları verdiler. İşte buyrun; tüm yatırımlarını basketbola harcayan büyük şirketlerin Efes Pilsen, Türk Telekom gibi takımları da elendiler. Kimseden tıs çıkmıyor. Ne sahalarda ne salonlarda şu anda Avrupa'da tek takımımız yok. Hadi desenize bunun da suçu Fenerbahçe'nin diye. Halbuki sanane, ne uğraşıyorsun? Erkek olsun bayan olsun voleybol, basketbol, yüzme, boks, atletizm, kürek, masa tenisi, yelken gibi tüm branşlarda zirveye oynuyoruz. Bırak hepsini 100. yılında tüm yatırımlarını futbol üstüne yap. 10 hafta önceden de şampiyonluk turunu at. Ne derdin, ne tasan kalır. Peki medyamızda Türk sporu için yapılan bu hizmetler hiç alkış alıyor mu? Ne alkışı? Ellerinden gelse bir de çamur atacaklar. Diyoruz ya isteyen bardağın yarısını görür, isteyen diğer yarısını. Ama ne yazık ki dolu tarafı görmek istemiyorlar. Şu bardak iyice bir incelenecek olsa aslında bardağın dolu tarafından Fenerbahçe görülür. Öteki tarafından kimler mi? Kimler olacak; tabii ki diğerleri...