İbrahim Akın Biri İspanyol (Del Bosque), öteki Fransız (Tigana)... İlki, çalıştığı 6 ayda Beşiktaş'a bir şey vermediği ve verecek bir ışık yakmadığı için gönderilince yönetimin boşluğundan yararlanarak 6.7 milyon euro tazminatı cebine indirme hesaplarında! Öteki; elindeki aynı adli güçle kıskıvrak köşeye sıkıştırdığı yönetime inat, takımla istediği gibi oynuyor, hatalarında ısrar ediyor! Ve İspanyol'dan dili yanan yönetim, 4.5 milyon euro'yu bulan Fransız'ın biletini kesemiyor! Elindeki koz güçlü olduğu için futbolcularla ilgilenmek ya da G.Saray'ın Erciyes maçını televizyondan izlemek yerine, tavla oynuyor! Futbolcuların "bizimle ilgilenmiyor!" isyanına tepki göstermiyor! Galatarasay galibiyeti; muhteşem taraftarın desteğiyle futbolcuların gurur mücadelesinin eseridir! Yapılacak olan tek şey; yönetimin varlığını, gücünü ortaya koyması, Tigana yanlışlarına "artık dur" demesiydi. Nihayet böyle oldu. Örneğin; kendisinden çok şey beklenen büyük yetenek İbrahim Akın, kapı önünde beklerken (!) 18 kişilik kadroya alındı. Tigana'nın inadını yönetim biraz törpülemişti! Başkan Yıldırım Demirören, İbrahim Akın olayında haftalar öncesinden ağırlığını koysaydı hem "yüksek moralli ve formda" İbrahim Akın bir dakikada peş peşe iki kez kaçırdığı o golleri Galatarasay'a atardı, hem de ve daha önemlisi Beşiktaş, bugün zirveden 6 puan uzakta durmazdı. Geç kalınmış bir durum yok. İbrahim Akın'ın yeniden kazanılması Beşiktaş'ın şampiyonluğun en güçlü adayı konumuna gelmesinde katkı yapar. Yeter ki önce Tigana, evet önce Tigana İbrahim Akın gerçeğinde ısrar etsin. İbrahim Akın, Beşiktaş'ın kendisiyle, kendisinin Beşiktaş'la çok şey kazanacağı bilincine sahip bir delikanlıdır. Onun şimdilerde beklediği "baba" şefkatidir.