Laf salatası Ligde en çok gol pozisyonuna Trabzonspor giriyormuş. Biz bordo-mavili ekibin tartışılan teknik adamı Ziya Doğan'ın yalancısıyız. Ziya Doğan "Atamamak o kadar önemli değil" demiş. Ben bu lafı anlayamadım. Ne demek, atamamak önemli değil. Sevgili hocam, atamazsan kazanamazsın, kazanamazsan da ligin dibinden kurtulamazsın, ligin dibinde kalırsan da sen Trabzon'da kalamazsın. Yine Ziya hoca "Birgün kaçanların hepsi gol olacak" diye buyurmuş. Biri çıkıp da "hocam, sen de o gün geçersin takımın başına" derse ne olacak? Laf salatasını bırakın, icraata bakıyor millet. Hele hele bu Trabzonlu olursa. Sahaya en fazla forvetle çıkmaz önemli değil. O forvetlerin rakip kaleye göndereceği toplan önemli. Kayserispor ve Vestel Manisaspor maçlarında gördük ki, bir zamanlar rakiplerinin korkulu rüyası Trabzonspor korkuyor. İlk önce bu sorun giderilmeli. Yok 3 forvetmiş, ön liberoymuş, kalabalık orta sahaymış, savunma güvenliğiymiş, bunlar gelip geçici şeyler. Tribündeki ve evindeki Trabzonsporlu 90 dakika bittiğinde skorborta bakar. Kazanmışsa sevinir, kaybetmişse üzülür.
Kanatlar işlemiyor Sezon başından beri hastalık belli. Bordo-mavili takımın kanatları işlemiyor. Yattara ilaç olur gibi. Ancak o da varyeteci. Ceyhun tek başına bir şey yapamaz. Ona yardımcı gerek. Mushamba'nın sahada olması gerekir. Tabii, Yattara'nın da. Sahadaki tabi senatörlere neden bu kadar tahammül ediliyor anlamıyorum. Yararlı olamıyorsa, kes biletini çek kenara. Bordo-mavili takım için Gaziantepspor maçları çok önemli. Kendi evinde oynayacak Trabzonspor'un önce stresten kurtulması, sonra da üç puan alması gereken golleri bulması şart. Dört puan kaybedilse de ikinci yarı bir kurtuluş reçetesi gibi. Biraz gayret.