Korkulacak bir şey yok Son günlerde en sık sorulan soru; Ulusoy futbolumuzu dışarıya neden ihbar etti? Siyasi baskı var diyorlar. Peki bunu Ulusoy ve azınlıkta kalan bir kesim dışında başka kim kabul ediyor? Mesela Aziz Yıldırım'a veya Levent Kızıl'a siyası baskı mı yapılıyor? 112 imza toplanmış. Bunu tek nedeni var. O da delegeler yönetime inanmıyor ve genel kurula gidilmesinden yanalar. Üstlerinde bir baskı falan yok. İmzaları geri çekmiyorlar. Bütün bunları söyleyip de ülkemizi dışarı şikayet edenlerin tek amacı koltukta kalabilmek. FIFA ne yapacak yani? ''Biz canı isteyene kadar Ulusoy'un başkan olmasına karar verdik, yoksa sizi yakarız'' mı diyecek. Şu olayı, AİHM'ye başvuranlarla bir tutamazsınız. Oraya gidenler, ya buradaki davalardan sonuç alamayanlar, ya da haksız yere hüküm giyenler. Zaten yüzde 80'den fazlası siyasi dava. Ulusoy'un aleyhine açılmış davalar var ve sonuçlanmadılar. Peki kim kimi nereye şikayet ediyor? Belediyelerden bahsediliyor. Yahu kardeşim aynı belediyeler Ulusoy başkanken yoklar mıydı? Melih Gökçek seçimlerde kimi destekledi? O zaman baskı siyasi değildi de şimdi mi siyasi oldu? Size 112 imzanın nedenlerini anlatayım. Herkes biliyor ki tek kulübe karşı yapılan ittifakta yer alan federasyonun, yarın aynısını bana da yapmayacağının garantisi var mı? Düşünce bu. İşte Malatya, Samsun örnekleri ortada. Denizli örneği de ortada. Daha önceden hastaneye gideceği belli olan kupalar da ortada. Adaletsizliği ve eşitsizliği kapalı kapılar ardında bire bir yaşayanlar sıranın eninde sonunda kendilerine de geleceğini biliyor ve yönetimin değişmesini istiyor. Olay bu kadar basit. Sorgulanması gereken bu ortamda her daim dimdik ayakta duran Fenerbahçe'nin yanına kulüplerin neden yavaş yavaş geldiğidir. Ne FIFA ne UEFA ne de AİHM elinden oyuncağı alınanların ağlamalarını dinlemek için kurulmadılar. O yüzden futbolumuz adına korkulacak bir şey yok. Siz de korkmayın.