Türkiye Kupası çeyrek finalinde dün akşam oynanan maçta Beşiktaş, Vestel Manisaspor'u 4-0 mağlup etti. İstanbul'da oynanan maçta yazarlar, Beşiktaş'ın ortaya koyduğu futbolu yere göğe sığdıramazken V.Manisaspor'un hocası Ersun Yanal eleştirilerin odağı oldu.
KAZIM KANAT: TİGANA VE YANAL OLSANIZ! (SABAH)
Şunu soruyorum; Tigana ve
Yanal'ın yerinde olsanız; üç gün sonraki maçın teknik analizini nasıl yapardınız? Mösyö Tigana'nın yerinde olsam şunu yapardım; - Antrenörlükte bir numaralı kural; başarılı kadro ve sistem asla değişmez. Sadece zorunlu değişiklik varsa yapılır. (Toraman sakat diye Tandoğan'ın ve iyileşen Mercimek'in oynaması doğru yorum) Bay Ersun Yanal'ın yerinde olsam şunu yapardım: - İlk maçta hatalardan ders çıkarır, tedbir alırdım. Yani; koşmadan oynayan ve top tekniği çok yüksek Rico Paşa ile Delgado'nun (İlk maçta çizgide oynadılar ve ataklarda içeri girerek maçı aldılar) karşılarına çok koşan iki oyuncu koyardım. Böylece onları çizgide sıkıştırır ve açılarak hücum denerdim. Ayrıca, Rico Paşa'ya oyun alanı bırakmam. Bobo'nun koşu alanına atılacak her topta kademe yaptırır ve kesinlikle Bobo'nun pasları ile Nobre'nin buluşmasını önlerdim. Gördük ki; Tigana dersine iyi çalışmış. Yanal ise çalışmamış.
İLKER ATEŞ: LADİES AND... (FOTOMAÇ)
Bayanlar baylar... Bu yakınlarda "Bir başkadır Beşiktaş geceleri" diye bir beste yapılırsa hiç şaşırmayın. Şaka-maka Beşiktaş'ın Dolmabahçe geceleri bir sanat gösterisine dönüşmeye başladı. Seyirci sanki Devlet Opera ve Balesi'ni seyrediyor. Ne ararsanız var. Samba, rumba, tango, göbek havası, yani her türlü gösteri unsurunu Beşiktaş gecelerinde izleyebilirsiniz. Seyirci sahneye konulan oyundan o kadar keyif alıyor ki Dolmabahçe semaları alkış sesleriyle inliyor. Sahnedeki oyuncular ise alkışı hak eden doyumsuz gösteriler sunuyorlar.
MUSTAFA DENİZLİ: ÖNCE MÜEBBET SONRA İDAM... (MİLLİYET)
Esasında yazıya, "Vestel Manisaspor çok şanslı bir günündeydi" diye başlarsak maçı izlemeyenler için tuhaf bir başlangıç olabilir. Ama gerçekten de Manisaspor çok şanslı bir günündeydi. Beşiktaşlı futbolcular final paslarını iyi kullanabilseler ya da egoistlikten kurtulabilseler ortaya hafızalardan silinmeyecek bir skor çıkabilirdi. Vestel Manisa'yı anlamak hakikaten mümkün değil. Üç gün önce oynanan maç hiç mi hatırlanmadı, hiç mi hesaba katılmadı? Bu şartlarda, bu dizilişlerle, bu oyun mantığıyla, bu tercihlerle iki takım yüz kez oynasalar, bunu gayet iddialı söylüyorum yüzünü de Beşiktaş hem de daha farklı kazanır.
... Dün akşam itibariyle "Beşiktaş'ın gerçek gücü bu mu?" diye sorarsak çok sağlıklı bir cevap bulamayız. Ancak yarı finale çıkacak ilk takımın Beşiktaş olduğu da bir gerçek.
KORKUT GÖZE: TRİBÜNLERE BAKIN! (HÜRRİYET)
İlk 45 dakikanın bitiminde tribünler coşku ve alkışlarla Beşiktaş'ı soyunma odasına uğurladı.
Mutluydular ve oyunun diğer yarısına umutla bakıyorlardı. Beşiktaş'ın ilk yarı resitalinden müthiş bir keyif almışlardı.
Bir bakıma 3 gün önce aynı rakip karşısında gösterdiği performansın bir benzerini tekrarlıyordu Beşiktaş.
Oyunun henüz 4. dakikasıydı. Koray Avcı, attığı golden sonra arkadaşlarının elinden kurtularak, filelerdeki topa koştu. Ve aldığı topla santraya yöneldi.
Bu, Beşiktaş'ın dün geceki hırs, kazanma arzusu ve farklı bir galibiyet isteminin çarpıcı bir görüntüsüydü.
Tribünler, bu davranışı hemen yakaladı ve bastı alkışı...
AHMET ÇAKAR: TEK KELİMEYLE BOBO... (SABAH)
Dün gece Beşiktaş için "Destan yazdı" desek yeridir. Ama bunun için bazı şartlarımız var. Beşiktaş'ı dün bu kadar başarılı bulmamızın temel nedeni gerçekten çok şeyin pozitif yönde değişmiş olması mı, yoksa Vestel Manisa'nın tarih yazması mı? İddia ediyorum Manisaspor, tarihinde bu kadar rezil oynamamıştır. Takımı tanımasak "Bunlar 3. Lig'de düşmemeye mi oynuyor" diyeceğiz? Ama ne olursa olsun Beşiktaş'ta birçok şey değişmeye ve düzelmeye başlamış. İlk yarıdaki İstanbul'da oynanan Sivasspor maçını hatırlıyorum. Yenen golün yanında, sırf bir devrede rakibe verilen 6-7 pozisyonu hatırladığımızda Beşiktaş savunmasına alkış tutmamız gerek. En önemli değişiklik takım savunması. Sezonun ilk yarısında yapılan o komik ve düşündürücü defans hataları artık yapılmıyor.
... Ama en önemli paragrafı Bobo'ya açmak lazım. Çok toparlandı, goller atıyor. Top kapıyor, rakibe basıyor ve en önemlisi son derece iyi niyetli oynuyor...
ŞANSAL BÜYÜKA: SELAM SANA BEŞİKTAŞ (AKŞAM)
Futbol zevkim neredeyse çorak topraklara dönmüştü. Ama pazardan çarşambaya şu iki Beşiktaş'ı izledikten sonra içimde "umut çiçekleri" açtı. Oh be... Demek ki bizde de futbol oynanıyor, demek ki bizde de yardımlaşma yapılıyor, tempo yakalanıyor, rakip dağıtılıyor.
Aslında ligin ilk yarısındaki Beşiktaş ile ikinci yarısındaki Beşiktaş arasında "gece ile gündüz" kadar fark var. Eğer Tigana milletin gördüğünü görüp, "kare ası" bir arada oynatabilseydi, anlamsız inadından vazgeçebilseydi koca bir ilk yarıyı harcamazdı. Neyse "zararın neresinden dönersen kârdır" hesabı Tigana gerçeği gördü.
... Ama ben şu dört günde futbol zevkimi doya doya aldım. Beşiktaş'ı hayranlıkla izledim. Temposuna, çalışkanlığına, yardımlaşmasına iştahına, özellikle dün geceki Bobo'suna hayran kaldım. Bu iki maç beni epeyce götürür. Teşekkürler Beşiktaş.
... Sahada sanki Beşiktaş değil, Avrupa'nın devlerinden bir takım şahlanmış dört nala koşuyordu. 11 Kartal; Manisa'yı öyle bir boğmuş tu ki... Tribündeki taraftar, Nobre'nin gol şovundan sonra ilk kez "şampiyon" diye stadı inletiyordu. Ne olmuş tu da o sezonun ilk devresindeki miskin takım gitmiş, yerine pres yapan, kanatları kullanan bir ekip gelmişti. Aslında bu sorunun yanıtı basitti: Tayfur Havutçu. Tayfur, nasıl olur da koca bir ekibi yeniden ruh verip canlandırabilirdi. İşin sırrı arkadaşlığı yeniden canlandırmaktı. Tayfur da bunu en iyi bir biçimde yapmıştı... Zaten kaptan İbrahim Üzülmez de, bunu bağıra bağıra söylüyordu. Gününün büyük bir bölümünü eski takım arkadaşlarıyla geçiren çiçeği burnunda hoca, daha da çok akıllı bir kararla oynamayan ve gençleri takıma kazandırmıştı. Hepsini iyi motive ediyor; Tigana'nın kendisine verdiği geniş yetkilerle toplantıları bile tek başına düzenliyordu. Tigana'nın da sistem de yaptığı ufak değişiklikler özlenen Kartal'ı getiriyordu...
OZAN PEZEK: NEREDE KALMIŞTIK? (TAKVİM)
Sanki 3-1'lik maçın üzerinden günler geçmedi. Ne mücadele gücünden, ne de hırsından fire vermeden Beşiktaş, pazar gününün rövanşında Vestel karşısındaydı. Enfes pas organizasyonları ve akıl dolu asistlerle bezeli golleriyle birlikte. Takımı uzun devre arasında olması gerektiği gibi hazırlayan Tigana'ya hakkını teslim edip devam edelim.
ALTAN TANRIKULU: DEJAVU (HÜRRİYET)
Hani insan ilk kez karşılaştığı bir kişiyi daha önce tanıyormuş hissine kapılır veya ilk kez yaşadığı bir olayı daha önce yaşadığını düşünür, adına da dejavu denir ya..
Beşiktaş-Vestel maçları da bize o duyguyu verdi.. Bu kadar mı kopya ilk yarılar olur. Taktiğinden, skoruna, hatalarından, artılarına kadar..
Beşiktaş, ilk maçı keyifli futbol oynayarak kazanmanın verdiği özgüvenle, Vestel de rakibine bu keyfi yaşatmış olmanın verdiği huzursuzlukla maça çıkmışlar.. Henüz 4.dakikada gelen güzel bir golle de Yanal, cesaret adına oynattığı üç forvetli taktik bir kez daha cezalandırılmış oldu. Yanal'ın öğrencileri, golü bulan taraf olsa belki maç çok daha ilginç boyutlara gelecek ama yiyen taraf olunca, Beşiktaş'a sezonun en iyi futbollarını oynama şansını ikram ediyor..
... Beşiktaş bu temposunu sürdürür mü derseniz, özellikle yerli oyuncuların müthiş hırsı ve çalışkanlığı, yabancı futbolcuların da yetenekleri öne çıktığı sürece "evet" derim..
FATİH DOĞAN: VESTEL EKRANI (FOTOMAÇ)
Önce lig ardından Türkiye Kupası... Beşiktaş ile Vestel Mani-sa'nın üst üste iki kapışması, Kara Kartal'ın futboluyla şov yapıp, sonucuyla reyting rekoru kırdığı iki maç olarak tarihe geçti. Sezonun ikinci yarısı başlarken Beşiktaş'ın ihtiyaç duyduğu en önemli unsur özgüven ve taraftarla el ele yakalanacak coşkuydu. İşte iki Vestel maçı Kartal'a bunu verdi. Dolayısı ile ligde alınan üç puan ve Türkiye Kupası'nda elde edilen avantajın ötesinde Vestel Manisa karşılaşmaları Beşiktaş'a bütünlük kazandırdı.
ÖMER GÜVENÇ: SEYREDİLECEK TAKIM (AKŞAM)
Beşiktaş dolu dizgin gidiyor. Hem Fortis Türkiye Kupası'nda hem de Turkcell Süper Ligi'nde.. Önce Fortis Türkiye Kupası'nda Ankaragücü karşısında oynanan güzel futbol ve alınan galibiyet. Daha sonra Vestel Manisaspor gibi güçlü bir ekip karşısında üç gün arayla kazanılan zaferler. Ligin zirvesindeki bir takıma ne olursa olsun üç arayla yedi gol atıp, bir tane yemek küçümsenmeyecek bir olay...
TURGAY DEMİR: FOTOKOPİ (FOTOMAÇ)
İki gün önceki puan mücadelesi-nde Ersun Yanal üçlü forvetle saldırırken ortayı da, geriyi de pek düşünmeyip Beşiktaş'ın kazanma işhatına teslim olmuştu. Yine öyle yaptı. Âma bile aynı kuyuya iki kez düşmez derler, Ersun Yanal düştü. İlk maçı silip süpüren isimlere tedbir almayı beceremedi. Çok adamla saldırdıkça geride açık verdi ve üst üste goller geldi. Beşiktaş dün yeni bir maç oynamadı, adeta üç gün önceki maçın fotokopisini çekti, sadece renkleri biraz koyulaştırdı hepsi bu.
... Beşiktaşlı oyunculara taraftarlar ve kendi adıma teşekkür ediyorum. Bu soğuk havalarda o kötü takım hiç çekilmezdi. İyi ki toparlandılar, içimizi ısıtıyorlar.
CENK ATILGAN: DEĞİŞMİŞ! (FOTOMAÇ)
Beşiktaş'ın ligdeki Vestel maçını izlediğimde herkes gibi ben de şaşkınlığımı gizleyemedim. "Bir takım nasıl oluyor da bu kadar kısa sürede böylesine bir çıkış içine girebiliyor" diye sordum kendi kendime. Biri gelip söylese, asla inanmazdım. Ama gözlerimle gördüm... Buna rağmen "Acaba bir maçlık bir çıkış mıdır bu?" diye hayıflanmadım da değil.. Ancak dün akşamki 90 dakikanın ardından boşuna hayıflandığımı anladım. Beşiktaş değişmiş, hem de çok değişmiş...