Gören gözler Fenerbahçe'nin gözlerini bağlayan 7 puan farklık huzurun ikisi gitti. Kayseri'de ruhunu güçsüzlük sarmış bir takım çıktı ortaya. Yürekle bakıldığı zaman gerçekler ortada. Zico'nun maçın sonundaki konuşma diline değil, maçın içindeki gerçekleri görebilen gözlerine ihtiyacı var Fenerbahçe'nin. Ve görünen bir şey var ki, eldeki yedeklerden asla can simidi olmaz. İsim vermenin alemi yok. O formayı ele geçirenlerin, Kayseri'de ne ismi vardı, ne cismi.
***
Peki ya eldeki paha biçilmez starlar. Sükseli duruşların çekim alanına girenlere, Fenerbahçe formasını terletmek gibi bir yükümlülükleri olduğunu hatırlatsak, ayıp mı olur? Geçen yılki borçlarını hafifletmek onuruna sahip olması gerekenler, bu taraftara yeni borç yüklerse, yine omuzlara alınacaklarını mı düşünürler?
***
Fenerbahçe'nin iki puanlık kaybını karşılayacak teselli üretimi kolay. Zor olan gerçekleri hizaya sokmak. Fenerbahçe takımı maç içinde karanlık bir tünel üretiyor. Adına hazırlık pasları deniyor ama rakibe bu kadar cesaret veren bir zaman kaybı ve yan pas bonkörlüğü ligin en altındaki takımda bile yok. Fenerbahçe, adıyla rakibini boğması gerekirken, ancak maçın sonlarında "can havliyle saldıran" bir takıma dönüşüyorsa, orada sorun büyük demektir. Onca eksiği mazeret sayanlara, ben de Kayseri Erciyes'in ligin en altındaki takım olduğu gerçeğini sunarım.
***
Erciyes maçından sonra "kaza raporu" alan bir teknik adamın, düş kırıklarının önüne geçmesi için, direksiyonu sağlam tutması kaçınılmazdır. Hele böylesine karanlık bir ülkede. İddiası kaybolana kadar liderlik hisselerini paylaşmamak büyüklüğün şanından. Ama kendisi kaybettiğinde, hisseleri en yakınına devretmek de, yöneticiliğin şanından. O yüzden Fenerbahçe'nin bu yoldaki yalnızlığı, daha güçlü olmayı emrediyor. Yuvasına buğday taşıyan karıncalar olmayı ilke edinmedikçe, kış günleri eldeki stoklar tükenir. Ligin sonunda da, Fenerbahçe'nin kaybettiği puanları tokuşturarak, "Şerefe!" diyecek, ağustos böcekleri çıkar ortaya. Fenerbahçe taraftarı bu filmi geçen yıl izledi.
***
Galatasaray ve Beşiktaş cesur pozlar verdiler bu hafta. Beşiktaş'ın rakibini boğan iştahı dikkat çekiciydi. Sezon başından beri Beşiktaş'ın en çok eleştirilen adamlarından Nobre'nin, son çektirdiği fotoğrafta, yüzündeki anlam da başkaydı. Devre arasında dersine çalışmış bir duruşu vardı. Maç sonunda, kendisine eşlik eden arkadaşlarına, üç yıldızlı karnesini gösterirken...
***
BEŞİKTAŞLI SUPERLIG FOTOMAC yaz 7777'ye yolla Takımınızla ilgili flaş gelişmeleri takip etmek için Attığı golden sonra başına takke geçiren Hakan Şükür, Tanju Çolak'a yaklaşıyormuş. Tanju Çolak ne kadar saygı gördüyse, Allah iki katını Hakan Şükür'e nasip etsin. Benim aklım hâlâ Şifo Mehmet'te... İnsanlığın altın çerçeveli resminde. Bu ülke garip ülke zaten. Tanrı'yı ve insanları kandıranları çok seviyor. Ama ben Şifo Mehmet gibi, tek yüzü olan ve o yüzünü kullanan adamları seviyorum. Ne İsviçre maçında attığı tekme değiştirir düşüncemi, ne sinsi kılıçlara kellesini kurban edişi... Bu ülke onun gibilerine kurban olsa, aydınlık, çağdaş ve dürüst bir ülke olurdu zaten.