Hoş geldin Nobre Bakmayın kadrosuna ara transferde yeni isimler katmayışına, dün gece sahada bambaşka bir Beşiktaş vardı. Biri değil hepsi yeni transfer gibiydi, en başta da Nobre. F.Bahçe'deki günlerine döndü, attıkça coştu, coştukça attı. Yanında öyle bir Bobo vardı ki Nobre'nin coşmaması ayıp olurdu. Bobo hem inanılmaz bir fizik gücüyle mücadele etti, Vestel savunmasını dağıttı hem de Nobre'ye servis yaptı. Beşiktaş, rakibi kadar koşunca kalitesi ortaya çıkıyor. Dün gece de olan bu. İlk dakikadan itibaren sahada basmadık yer bırakmadılar. Bölge paylaşımları mükemmeldi. Herkes görevini iyi yaptı ve arkadaşına da yardımcı oldu. Koray'ın zamanında müdahaleleri ve kademe anlayışı Gökhan Zan'ı rahatlattı, Gökhan da havadan geçit vermedi. İbrahim Üzülmez zaten sol tarafı iyi kullanıyordu, bu defa Toraman da ona eşlik etti. Kanatlar çalışınca Beşiktaş 4-4- 2'yi ilk kez bu kadar iyi uyguladı.
Amerika'ya yolculuk! Çizgiye yakın oynayan Ricardinho ve Delgado zaman zaman Güney Amerika'ya götürdüler bizi! Kah Arjantin'deydik, kah Brezilya. Bu ikilinin pas yüzdelerinin yüksek oluşu ve çabuk oynamaları Beşiktaş'ın etkinliğini artırdı. Serdar ve sakatlanana kadar Fahri göbeği iyi kapattılar, sonradan giren Mehmet de sırıtmadı. Beşiktaş iyiye gidiyor. Bu takımın birkaç maç üst üste kazanmaya ihtiyacı var. Böyle bir seri yakaladıkları takdirde özgüvenleri de geri gelecek ve daha iyi olacaklar. Ben en çok Nobre'ye seviniyorum. Ankaragücü maçında istediği topları almasına rağmen gol atamamıştı, Vestel Manisa önünde şov yaptı. Hoş geldin Nobre. Beşiktaş için kilit nokta motivasyon. İyi motive olup, mücadele ettikleri zaman her rakibi yenecek güçleri var. Bunu dün gece bir kez daha gördük. Bu yenilgisi kimseyi aldatmasın, Vestel Manisa ilk yarıdakinden daha iyi bir takım olacak gibi gözüküyor. Özellikle Reinaldo bu lige alıştıkça çok gol atar. Bu nedenle Beşiktaş'ın üst sıraları zorlayan iyi bir rakip karşısında aldığı galibiyet daha anlamlı.