Tekerrür mü? Yedi puanlık dezavantaj bir gün önce beşe inince, ikinci yarının başlangıcı ilginç hale geldi. Umudunu yitirmemeye çalışan G.Saray, maça müthiş bir psikolojik güçle çıktı. Futbol için, iyi bir başlangıç için her şey tamamdı ama çok büyük bir eksiklik vardı; seyirci. Bu maç, G.Saray seyircisine ders olmalı, takımlarına ve kendilerine zarar verme eğiliminden vazgeçmeliler. Çünkü onlarsız futbolun tadı yok. Maça gelirsek, sıradan ve temposuz bir oyun seyrettik. İlk yarıda Ankaraspor, G.Saray'ı resmen kilitledi. Santim santim alan kapatan rakibine karşı sarı-kırmızılı takım sabırla futbolunu oynamaya çalıştı. Devre biterken Kral'ın kafasından gelen gol ikinci yarı için futbol adına beklentilerimizi arttırdı. Moralli bir G.Saray'ın ikinci yarıya hükmedeceğini beklerken sahaya morfin yemiş bir takım döndü. Ankaraspor, ikinci yarının pek çok anına el koydu, baskı yaptı, pozisyon üretti. 1-0'lık skor, bıçak sırtında geldi-gitti.
Gerets'in yanlışı Gerets, yaptığı değişikliklerle adeta Aykut Kocaman'ın işini kolaylaştırdı. Ayhan- Hakan değişikliği neyse de Carrusca'yı içeriye alırken, uyur gezer gibi gezinen İliç yerine Hasan Şaş'ı kenara çekmesi harakiriydi. Oysa İliç'i alıp, Arda'yı forvet arkasına koysa, sahada toparlanamayan takımı adına bir şans üretebilirdi. Bu değişikliklerin ardından G.Saray'ın Sami Yen'de kalesinin önünde kapanışına trajik biçimde şahit olduk. Sabri'nin golü maçı da, sarı-kırmızılı taraftarların kalp çarpıntılarını da bitirdi. Geçen yıl da manzara aynıydı. Tarih tekerrür eder mi dersiniz?