Tatsız-tuzsuz Galatasaray için önemli bir maçtı. Lider F.Bahçe, Erciyes'te iki altın puan yitirmişti. G.Saray kazanırsa puan farkı 5'e düşecek, durum Cimbom'u ateşleyecekti. Geçmişte çok gördük. Aslanlar, Fenerbahçe'nin puan kaybettiği haftalarda rakibine nazire yaparcasına puan yitirmeyi gelenek haline getirmişti bu kez öyle olmadı. Ankaraspor'u iki golle Ali Sami Yen'de dize getirip ezeli rakibini bu kez sevindirmedi. Gerets'in elinde fazla alternatifli kadro yok. Sağdan, soldan sayıyorsun 11'i standart. Araya bir iki sürpriz isim giriyor o kadar. Ama forma giyenlerde sahada canını dişine takmayınca Cimbom'un gardı erken düşüyor. "Ali Sami Yen'in yıldızıydı" diyebileceğimiz bir oyuncu yoktu ama konum icabı önemli görevler üstlenmesi gereken iki isim olağanüstü kötüydü. Hasan Şaş ve Arda orta sahanın sağı ve solunda görev üstlenen iki isim takımının el freni gibiydi. Arabanın hızı zaten sınırlı bir de sürekli el freni kullanınca yol almak zorlaşıyor. Hasan ciddi pas hataları yaptı, çalımını atamadı ortasını yapamadı. Öyle kritik yerlerde top kaptırdı ki adına yakışmadı.
Arda ağır çekim film Gelelim genç Arda'ya. "Süper yetenek" diyoruz yere göğe sığdıramıyoruz ama bu kadar genç bir futbolcu nasıl bu kadar ağır olabilir? Topu ayağına alıyor bir öne gidiyor bir arkaya, kafasını kaldırıyor ileriye bakıyor 'tamam' diyorsunuz harika bir orta olacak. Bakıyorsunuz yanındaki adama veriyor. Ağır çekim film gibi mübarek. Artık rakipler de onu çözmüş durumda kolay çalım yemiyorlar. Diğerleri süper miydi? Hayır. Hakan golü atmadan önce öyle bir gol kaçırdı ki "pes" dedik ama öyle bir gol attı ki alkışladık. Ankara sıkı bir ekip ama golcüleri yok. İyi bir golcü Aykut hocanın takımını ateşleyebilir. Bir sözüm de taraftara. 3 puana rağmen tatsız-tuzsuz coşkusuz bir maç izledik. Sizler tribünde olmayınca maç maç olmuyor. Artık küfretmeyin, dışardaki organizasyonların anlamı olmuyor çünkü.