İNFLUENZA çarptı Bir gece önce virutik bir enfeksiyon Aurelio'yu yatağa bağlamıştı. Bu oyuncunun yokluğu Deniz ve Edu'yu tandeme, Appiah ve Özat'ı ön liberoya misafir ediyordu. Onların oynadığı yerler omurgaydı. Omurgada misafirler oynayınca Fenerbahçe, şaşkın ördeğe dönüyordu. Aslında 4-4-2 oynayan Erciyes'in arkaya gömülüp Alex'e de baskı yapmaması Fenerbahçe için uygun bir ortam oluşturmuştu ama ilk defa böyle bir savunma ile oynayan ve onlara güvenmeyen Volkan, liberoluğa soyununca birinci pozisyonda fırsatı kaçıran Erciyes, ikinci pozisyonda golü buluyor ve diğer Fenerli futbolculara hissettikleri başka şey olduğu halde kalecilerine "Hepimiz Volkan'ız" dedirtiyordu. Eşini kaybettikten sonra insan üstü bir çabayla oynayan Deniz'in G.Birliği'nde forma giyerken duran toptan attığı gollerden pek haberi olmayan Zico, bir kornere bile kafa vuramayan oyuncularını görmesine rağmen Deniz'i bu kornerlerde ısrarla geride tutuyordu.
Hadi ispatla kendini Fenerbahçe'nin teknik direktörü Erdinç Şehit olsa bile bu oyunuyla Tuncay'ı 45. dakikada oyundan alırken; Zico "Hadi ispatla kendini" diye Tümer'i Uğur'un yerine oyuna alıyor ama santrforu Deivid, Göksu Deresi'nde gezmeye çıkıp kaleden uzaklaşınca "Bari Mehmet'i çıkarayım da Deivid'cik sağ açık oynasın" diyordu. Bülent hocanın, Semih'in oyuna girmesiyle Djalovic'i çıkarıp Die'yi oyuna alması belki orta alanda Erciyes'i kalabalıklaştırıyor ama iyice içeriye gömülen Erciyes'in pozisyon üstüne pozisyon vermesine neden zoluyordu. Bu maçta 43 top kaybı ile aslında ortalamasından az top kaybetmesine rağmen Fenerbahçe sadece 13 top kazanıp H. İNFLUENZA denen ve Aurelio'yu yatağa düşüren mikrobun azizliğine uğruyordu. Geçmiş olsun, sadece Aurelio'ya değil, Fener'e de...