Hesap başka Spor bakanının idari vesayet hakkını kullanmasıyla, siyasal iktidarın kendi istediği adamı getirmeye çalışması arasında büyük farklar var
Bu ikisini karıştıran adama ben 'spor yazarı' demem. Ucuz polemikçileri anlıyorum da Gürcan'ın farkı anlayamamış olmasına aklım ermiyor
Şahin'in basketbol ve halter federasyonları üzerinde de yetkisini kullanmasını istiyorum. Ama yerlerine kukla gelecekse yine savaşırım
***
Gürcan Bilgiç, Sabah'taki köşesinde daha önce eleştirmenize karşın şu an Haluk Ulusoy federasyonunu destekliyor olmanızı çelişkili bulduğunu yazdı.
Fikrinizde bir değişiklik var mı? Sevgili Gürcan kardeşim de aynı yanlışa düşmüş. Sabah'taki köşesinde, 'Hıncal ağabeyimiz Haluk Ulusoy'u en çok eleştiren, hatta federasyon hakkında soruşturma açılmasını isteyen adamdı, şimdi bakanın müdahalesine kıyametleri koparıyor' diyor. İki konuyu birbirinden ayıramamak yazık... Bir; kasten ayırmayanlar var, işin doğrusunu bile bile. Onlar Hıncal Uluç takıntılılar. İki; Gürcan gibi ayıramayanlar var. Türkiye'de futbol federasyonu özerk ama bizim yasalarımız spor bakanlığına, federasyonlar üzerinde idari vesayet hakkı tanımış, gözetim ve denetim. Yani bir federasyon 'özerk' diye bir takım yasa dışı işler yapamaz. Bunu gözetecek, denetleyecek kurum da spor bakanlığıdır.
TAMAMEN TAKTİK 2000'li yıllardaki Haluk Ulusoy federasyonu ile ilgili bir yığın söylenti vardı ve bu söylentilerin soruşturulması gerekiyordu. Spor Bakanı Mehmet Ali Şahin'den bu idari vesayet yetkisini kullanılmasını isteyen kişi benim. Yasal bir istekte bulundum ve bir yandan denetleme kurulu müfettişleri, daha sonra da mecliste kurulan komisyon bu işleri görüşmeye başladı. Bu tamamen yasal bir prosedür. Bugünkü müdahale siyasal bir müdahaledir. AK Parti yönetim kademesi tarafından alınan, sivil toplum örgütlerini, en başta da sportif kurumları, federasyonları ele geçirme taktiğinin bir eylemidir. Spor Bakanı Mehmet Ali Şahin'in idari vesayet hakkını kullanması başka bir şeydir. AK Partili yöneticilerden Mehmet Ali Şahin'in, Futbol Federasyonu Başkanlığı'ndan Haluk Ulusoy'u alıp, kendi başbakanı, kendi başkanı Tayyip Erdoğan'ın tasvip ettiği birini getirmeye çalışması çok başka bir şeydir. Bu ikisini birbirine karıştıran adama ben spor yazarı', 'spor gazetecisi dahi' demem. Çok ucuz polemikçilik bunlar, ya da farkı bilmemek. O daha feci. Yani ben bu ucuz polemikçileri anlıyorum ama Gürcan'ın bu farkı anlayamamış olmasına aklım ermiyor. Türkiye'nin en tecrübeli gazetecilerinden birisi Gürcan. Siyasal iktidarın federasyonu değiştirmesiyle, bir spor bakanının yasal denetim ve gözetim hakkını kullanması arasında Himalayalar kadar fark var. Spor bakanının yasal, denetim ve gözetim hakkını kullanmasına ne FIFA, ne UEFA sesini çıkartamaz ama bugün bu şekilde Haluk Ulusoy'u görevden alırlarsa neler olacak göreceğiz. Bu bile yeterli... Gerçeği görmek için... Siyasal müdahaleyle, devletin yasal hakkını kullanarak müdahale etmesi arasında çok büyük fark var. Bugün Şahin'in Turgay Demirel federasyonu üzerinde de denetim ve gözetim hakkını kullanmasını istiyorum. Halter Federasyonu üzerinde de denetim ve gözetim hakkını kullanmasını istiyorum. Ama bilirsem ki bu idari vesayet hakkı bugünkü federasyonları atıp yerlerine bir AKP kuklası getirecek, o zaman onlar adına da savaşacağım.
ACİL ALINMIŞ BİR KARAR Danıştay, İddaa'yı oynatan İnteltek'in sözleşmesini fesh etti. Sorun nasıl çözülecek ve bu süreç Türk futbolunu nasıl etkiler? Türk futbolu değil, Türk ekonomisini! Türkiye'nin aldığı dış yardımlara bakın, IMF'den kaç para alıyoruz. Bu parayı almak için neler yapıyoruz!.. İnternet üzerinden oynanan 2.5 milyar dolarlık dış bağlantılı bahisler vardı. İddaa başladıktan sonra bunun 1.5 milyar dolarını geri aldı, Türkiye'ye getirdi. Bu para sadece kulüplere verilmedi, devlete vergi olarak verildi, bir süre vakfa yardım olarak verildi. Bugün hâlâ Türkiye'de kanunen yasak dış bahisler oynanıyor. Bugün 1 milyar dolarlık dış bahis oynanıyor, iddaa durursa yine 2.5 milyar dolara çıkacak. Yani Türkiye'de kanunen yasak olan bahislerin oynanması için bir şey söylemeyen hukukun, Türkiye'de yasal oynanan bir bahsi durdurması garip geldi. Danıştay bir takım noktalarda hukuki eksikler bularak, o ihalenin yenilenmesi kararını alabilir. Neticede hukukçu onlar ama karar alırken, ülkenin ve kulüplerin gerçeklerini de dikkate alması lazım. Der ki, 'Şu tarihe kadar yeni bir ihale yapılacaktır. Bu ihale tarihine kadar da bugünkü uygulama devam edecektir. Çünkü bu sistem Türkiye'de devlet dahil şu şu kurumlara katkıda bulunuyor. Dışarıya giden 2.5 milyar doların 1.5 milyar dolarının kurtarılmasına sebep oluyor.'
BİR TEK FENER KALIR Bir yargıcın böyle düşünmesini engelleyecek bir şey yok bence... Onun için sadece şekli bir şekilde bakıp 'cart' diye uygulamayı durdurmak sıkıntı doğurabilir. Bence acil alınmış bir karar. Ama neticede hükümetin bir şekilde bu durdurmanın önüne geçecek önlemi alması lazım. Zaten komisyonlarda bekleyen bir yasa tasarısı varmış. Yani iş şimdi yargıdan çıktı, yasama ve yürütmeye geldi. Yürütme elini çabuk tutup yeni bir yasa çıkarmazsa Fenerbahçe dışındaki her kulüp maaş ödeyemez hale gelir. Türk futbolu büyük bir felaket içine düşer o ayrı. Bir de dediğim gibi, 2.5 milyar doların tamamını Türkiye'ye çekmeye uğraşırken, bu defa ülkenin 2.5 milyar doları yeniden dışarıya gitmeye başlar. Bu bir felakettir. Hükümet bu işi hemen çözmek zorunda ama onlar da işi yavaştan alıyor gibi görünüyor. Neden? 'Haluk Ulusoy'u seçerseniz, Haluk Ulusoy'un arkasında olursanız, biz bu işi bırakırız, siz de şapa oturursunuz. Onun için gelin siz Haluk'u devirin, biz de size iddaa paralarını vermeye devam edelim' silahını kullanıyor. Tam bir karambol var yani... Çok yazık...
Servisi
