İstifadan kaçanlar Her fırsatta dürüstlükten, haktan doğruluktan sık sık bahseden ve yazılarında en çok bunlara değinen bizim Hıncal, Haluk Ulusoy'un federasyondan ayrılması için görüş bildiren ve bunları açıklayan basın mensuplarına çatmış. Fırından bir ekmek çalan fakirin bile 2-3 yıl hapise atıldığı bir ülkede, bir federasyonun daha doğrusu hepimizin parasını kanunsuz bir şekilde sarfeden ve bu nedenle hakkında onlarca dava açılan bir yöneticiyi savunmak mı gerekir? Hele bir de o yönetici pozisyon icabı hem o kuruluşun şimdiki başkanı, hem de eskiden yaptığı savurganlıklar nedeniyle davalısı ise bu durumda mahkemelerde federasyonun hakkını gerektiği şekilde koruyabilir ve bu hoş karşılanır mı?
Seyirci mi kalınmalı! 3-5 lira açık verdiği için hakkında zimmet davası açılan geçim sıkıntısındaki memurlar dava sonuçlanıncaya kadar açığa alınırken, trilyonların hesabını veremeyenlere seyirci mi kalınmalıdır? Haluk Ulusoy, Galatasaray'ın hamisi diye onu savunmak ve bir de "Sakın FIFA ve UEFA duymasın'' diye bu tehditi Demokles'in kılıcı gibi her fırsatta gündeme getirerek Ulusoy'dan hesap sorulmamasını istemek hangi hukuka sığar? Ulusoy eğer haklıysa kıvırmadan kongreyi toplar, kendisini aklar ve isteniyorsa yeniden seçime girer. Aksi halde Bakan Mehmet Ali Şahin'in ithamlarında ne derece haklı olduğu kesinleşmiş olur. 57 yıllık gazetecilik hayatımda ne bir federasyon başkanının, hatta ne bir kulüp yöneticisinin bu derece vurdum duymaz, koltuk düşkünü ve anlayışsız davrandığını ve genel bir isteyişsizlik karşısında direndiğini gördüm. İşin ilginç yanı, heyetinin de aynı davranış içinde olması ve istifa gereğini düşünmeyip gündemden kaçmasıdır.