Felsefe farkı G.Saray bu sezonun da şampiyon adayı ama ezeli rakibi F.Bahçe'nin tam 7 puan gerisinde. Yani liglerin ikinci yarısına bu puan dezavantajı ile başlayacak. Takımda istikrar olduğunu söylemek de mümün değil. Sonuç ne olur bilinmez ama geçen ilk yarının istatistiki bilgilerine bakarsak G.Saray'ın bu maratonu düşe kalka götürebileceğini söyleyebiliriz. Her şeyden önce G.Saray geçen sezonun şampiyon G.Saray'ı değil. Geçen yıl da ekonomik kriz baskısı vardı, bu yıl da. Ama geçen sezon futbolcular bu krizi onur meselesi yaptılar parasız pulsuz şampiyonluğa koştular. Bu kez durum farklı; futbolcuların alacakları yok, cepleri ise para dolu. Üstelik Gerets ile futbolcular ve Gerets ile bazı yöneticiler arasındaki mesafenin de herkes farkında. Yani G.Saray'ı ciddi sıkıntılar bekliyor. 13 günlük Antalya kampında G.Saray hiçbir özel maçını kazanamadı. Üstelik Efes Cup'ı da 4'üncü bitirdi. Zaten ilk yarı boyunca da garip puan hovardalığında bulunduğu için F.Bahçe ile puan farkı bu kadar açıldı. İşin özü şu; G.Saray artık kazanma yetisini kaybetti. G.Saray artık o eski tarih yazan G.Saray değil. 11 gün içine sıkışan Feyenoord, Beşiktaş ve Hertha Berlin seri yenilgileri öylesine üst üste geldi ki bu durum futbolcuları da 'etkilenmez' hale getirdi belliki.
Ya Zico'nun F.Bahçesi? Gerets de bana gore geçen yılki Gerets değil. O yerinde duramayan, yedek kulübesinde her olumsuz pozisyona tepkiler veren Gerets, dikkat edin kulübede sessiz sedasız, mutlaka üzülüyordur ama o bile belli olmuyor. Yüzünde nötr bir ifade var. Belki yönetimin kendisine karşı kartlarını açık oynamamasından etkileniyor ama açıkcası artık öğrencilerine birşey veremiyor. Muhtemelen öğrencileri de zaten sezon sonunda gitmesine kesin gözüyle bakılan hocalarından birşey almak gibi bir çaba da harcamıyor. Geçen gün F.Bahçe Teknik Direktörü Zico'nun bir gazetedeki içten açıklamalarına hayran kaldım. Zico, "Bırakın lig maçlarını, idmanlardaki çiftkale maçlarında bile yenilen taraf beni çok kızdırır. Asla yenilgiye tahammülüm olmaz" diyordu. Bu da gösteriyor ki Gerets'in Galatasaray'ı ile Zico'nun Fenerbahçe'si arasında teoride ve pratikte giderek büyüyen bir felsefe farkı var. Bu fark ligin zirvesindeki iki takım arasındaki puan farkını da tetiklemiyor mu sizce?