Beyninde Ferrari Gezen Adam: Appiah Mardin maçını Appiah ile beraber seyrettik. İnanılmaz sempatik ve pozitif bir adam Appiah. İlk kez bir araya geldik. Türkçe bilmediği için TV programlarını seyretmediğinden elbette tanışmamız mümkün değildi. Ama o gün 45 dakika boyunca, Türk futbolunun analitik yapısını anlattıkça Appiah ile sıkı bir muhabbet oluştu aramızda. Fener'den gitmek gibi bir niyetinin olmadığını ancak Dünya Kupası yorgunluğu nedeni ile performansı düşünce medyanın kendisini hemen bir yerlere sattığından yakındı. Sağ tarafta oynamayı sevmiyor ama Fener'i ve arkadaşlarını çok seviyor. Fener'liler de onu. Bir pozisyonda Semih yavaş davranınca ben Appiah'a dünyada gollerin 8-9 saniyede atıldığını söyledim. Oda "Bana göre de Türk futbolunun en büyük sorunu bu, yavaş oynuyoruz ve geç düşünüyoruz'' dedi ve ekledi: "Ben çabuk oynanmayınca çıldırıyorum, bu nedenle bazen istemeden de olsa ellerim yukarı kalkıyor." Ferrari'yi sadece pistlerde değil, zehir gibi çalışan Appiah'ın kafasında da gördüm o gün. Fener'de zaman zaman savunmaya yardım etmeyişi nedeni ile eleştirdiğim Ganalı insan olarak pek bir sempatik gelmişti bana. Sahadan ayrılırken bizim İddialı Yorum'un gün ve saatini öğrenip, arkamdan sesleniyordu "Seyredeceğim." İnandım ona, çünkü "anlayacağım'' dememişti, sadece ''seyredecekti...''