Tuncay iyi düşünmeli Aldığı teklifleri elbette değerlendirecek. Ama şunu unutmamalı; gücü azaldığında onu taşıyacak kişiler Saracoğlu Stadı'nın tribünlerinde, Milano sokaklarında değil
Sezon sonu sözleşmesi biten her oyuncu gibi, Tuncay'ın da transfer planları vardır. Üstelik Türkiye'nin önemli bir ismi, takımının kaptanı, Milli Takım'ın da kaliteli silahlarından biriyse. Tuncay, Fenerbahçe'ye bir gelirken imza attı, bir de sözleşmesini uzatmak için. Bu süre içinde farklı olduğunu kanıtladı. Daum ile kazanılan ilk şampiyonlukta, orta saha oynamasına rağmen attığı 15 gol vardı. Sadece golcü özelliği ile orta sahada tutunmadı, buna çalışkanlığını ekledi. Önünde oynadığı Ümit Özat'ın yönetimiyle de nerede duracağını, hangi bölgeyi kapatacağını kavramaya başladı.
Sol ayağını geliştiremedi Çağın futbolcusuna ait özellikleri birer birer üstüne geçiriyor Tuncay. Üst düzey takımların beklentilerini karşılayan nitelikler bunlar. Hem ofansif, hem de defansif olarak donanmış bir oyuncunun keyfini teknik direktörlere sorun. Çalışkanlık da bunların üstüne kaymak gibi sürülüyor. Ama Tuncay'ın eksikleri var. Üst düzey oyuncu henüz değil, olma yolunda ilerliyor. Ama daha zamanı var. Hâlâ topu "öldürürken" ayağından bir iki metre kaçırıyor. Sol kanatta dördüncü senesine girmesine rağmen sol ayağı gelişmedi, soluna gidemiyor. Gol vuruşu becerisi gelişmedi. Gol olsun diye vurmuyor. Vurduğu top gol oluyor. Bunlar oyuncunun çalışarak geliştireceği eksikler. Tuncay bunlar için çalışıyor mu? Sanmıyorum. Fakat mental olarak büyük sıçrama içinde. Sadece sahada duracağı yer, pozisyon almayı bilmek açısından değil, karakter olarak oyuna ve takıma hükmetme duygusunu geliştirdi. Sorumlu bir oyuncu oldu. Kazanmak için oynuyor ve yanındakileri de oynatıyor. Her maçta üç kişilik koşması bu yüzden. Ve 100. yılını şampiyonlukla kutlamak isteyen Fenerbahçe'nin kaptanı oldu. Sırf bu özellikleri nedeniyle de taraftarın saygısını kazandı. Fenerbahçe taraftarı, Tuncay'ın teknik özelliklerine sahip bir oyuncuyu beğenmez. "Zor beğenir" bile demiyorum, beğenmez. Ama aynı taraftar formasının hakkını terle verenlere de biat eder. Tuncay'ı böyle seviyorlar. Bu çıkışı ve yarattığı saygınlıkla da Tuncay, yıllar sonra bir Cemil Turan gibi, bir Ziya Kaptan gibi, bir Lefter gibi olma yoluna girdi. "Kaptanlarını" harcamakta çok usta olan, vefa duygusu törpülenmiş Fenerbahçe'de, bu hisleri geri getirme adına önemli adımlar atıyor. İtalya'da veya İngiltere'de oynamak bir futbolcu için çok önemli. Böyle bir fırsatı denememek, tercih etmemek doğru olmayabilir. Ama Tuncay büyük hedeflerine Fenerbahçe ile yürümek, çevresini daha büyük olmaya yöneltmek adına da Türkiye'de kalabilir. Bu nedenle iyi düşünmeli. Fizik gücü bittiğinde, onu taşıyacak olan kişiler Saracoğlu tribünlerinde otururlar, Milano sokaklarında değil.