Antalya'da düzenlenen Efes Cup'ın üçüncülük mücadelesinde Beşiktaş, penaltı atışları sonunda Galatasaray'ı 7-6 mağlup etti. Maçın 8. dakikasında Ümit Karan'la öne geçen sarı-kırmızılılar, 90+1'de Nobre'nin golüyle yıkıldı. Yazarlar her iki takımın da vasat bir futbol ortaya koyduğu görüşünde birleşirken maçı kaybetmesine karşın G.Saray'ın Beşiktaş'a
oranla daha etkili olduğunu dile getirdiler.
Spor yazarların maçla ilgili yorumları şöyle;
TURGAY DEMİR: DERSİMİZ ARDA! (SABAH)
Efes Cup'ta geçen yıl final oynayan Beşiktaş ve G.Saray bu defa üçüncü olabilmek için karşı karşıya geldiler. Yedeklerin de şans bulduğu kadroların çarpışmasında ön plana çıkan G.Saray oldu. Maçı istedikleri şekilde yönlendirdiler. Beşiktaş daha çok rakibine karşılık vermek için gayret sarfetti.
... Arda her iki kanattan bindirmeler yaptı, savunmaya gelip top çıkardı, yetmedi bir de orta sahada savaştı. Bir yıldızın neler yapması gerektiğini Delgado'ya göstermek ister gibiydi! Zaten Arda çıktıktan sonra maçın üstünlüğü de Beşiktaş'a geçti.
Derbinin büyük bölümünde Galatasaray iyi oynadı. Beşiktaş sonlarda yüklendi ve durup durup bu maçlarda gol atan Nobre'yle beraberliği kurtardı. Penaltı mı dediniz? Penaltı şanstır, ona pek karışmam.
İLHAN SÖYLER: DÜNYA VE BİZ (HÜRRİYET)
Dünya futbolla yatıyor, futbolla kalkıyor. Futbol artık yükselen bir değer. Sadece ekonomik anlamda değil, artık sosyal bir gerçek, bir karnaval.
Önceki akşam, Liverpool-Arsenal maçını seyredenler bu gerçeğin farkındadırlar. Sahada 22 futbolcu değil, sanki 22 sanatçı vardı. İzlerken keyif alıyordunuz. Önceki gece bunların farkına varırken, dün gece Avrupa futbolu ile aramızdaki farkı bir kez daha görme şansını yakaladım. Onlar futbolu basitleştiriyorlardı. Oysa biz bunun tam aksini yapıyorduk.
Türkiye'nin 2 büyük kulübü, G.Sara ve Beşiktaş'ın mücadelesinde ne yazık ki aklımda sadece bu olumsuz düşünceler kaldı.
Bu turnuvanın özüne bakarsak;
1- İki takımı da sevenler tatmin olamadılar. İstedikleri takımı sahada göremediler.
2- İki takım da tam anlamıyla lige hazır değil. Ama ligin havası da hazırlık maçlarının havasından çok farklı elbette.
3- G.Saray ligin ilk yarısındaki performasının aynısını ikinci yarıda da gösterir.
4- Beşiktaş için her şey mümkün. Toparlanıp yürüyebilirler de. Darmadağın olup Avrupa kupalarına bile gidemeyebilirler de.
Sonuç mu? Beşiktaş ve G.Saray maçları, her zaman ayrı bir zevk, ayrı bir heyecan verir. Dün bu heyecan yoktu. Futbol da elbette...
AZİZ ÜSTEL: GENÇLERLE DEVAM (FOTOMAÇ)
G.Saray'ın gerek Feyenoord gerekse de Beşiktaş ile yaptığı maçlardan sonra artık Gerets'in bile yadsıyamayacağı bazı gerçekler ortaya çıktı. Bunlardan ilki G.Saray'ın sol kanadıyla ilgili. Bu kanat Ferhat ile Arda ikilisine teslim edilmeli...
... İkincisi Aydın ile ilgili. Gerets, Aydın'ı mutlak süreçle oynatmak zorunda. Aydın gerek sürati, gerek iki ayağına hakimiyeti, gerekse de mücadeleci kimliğiyle ilk 11'de kendine her zaman yer bulur.
... İlerde ise G.Saray'ın santrforu belli artık: Ümit Karan. Çift santrfor oynanacaksa tercih Hasan Kabze'den yana olmalı.
... G.Saray'ın 15 ile 17 yaş arasındaki önümüzdeki yıllarda Türk futboluna damgasını vuracak birçok futbolcusu da sıra bekliyor. Herkes sarıkırmızılı kulübün mal varlığından yani Riva'dan, Florya'dan, Ada'dan falan söz ediyor. Ama G.Saray'ın asıl hazinesi altyapısı. Basit bir hesap yapın... Eğer Beşiktaş, Delgado'yu 6 milyon euro'ya almışsa Arda en az 15 milyon euro etmez mi?
SAMET AYBABA: BEŞİKTAŞ'TA IŞIK YOK (TAKVİM)
Dün akşamki Beşiktaş-Galatasaray karşılaşmasının geneli çok temposuzdu. Özel bir turnuvanın hazırlık maçı da olsa, bir derbiye yakışmayan futbol oynadı her iki takımda.
... İkinci yarıya iyi bir çıkış yakalayarak girmesi gereken Beşiktaş, oynadığı 2 ciddi maçta, gerek Werder Bremen ve gerekse dün akşamki Galatasaray maçında bu çıkışı yakalayabilecek futboldan çok uzaktı.
... Koskoca bir hazırlık dönemi geçiyor, artık teknik adamlarında oyuncularında bu işi biraz daha ciddiye almaları lazım. Henüz ikinci yarı başlamadan böyle düşük tempolu karşılaşmaları izleyince, Türk futbolu adına ilerisi için umutlanmak pek mümkün olmuyor.
ATİLLA GÖKÇE: ARADA FARK VAR! (MİLLİYET)
İlk yarı sonundaki sıralamaya göre Galatasaray'la Beşiktaş'ın arasındaki fark sadece 1 puan... Galatasaraylı futbolcular, Fenerbahçe'nin 7 puan gerisinde oldukları halde lideri yakalayıp şampiyon olabileceklerini söyleyebiliyorlar... Beşiktaş, 8 puanlık farkla aynı şeyleri söyleyemiyor... Oysa en azından ikinciliği gözlerine kestirip Şampiyonlar Ligi'ne kapağı atacak bir iddianın sahibi olabilirlerdi. Hayır, susuyorlar. Sahadaki oyunlarına bakarak yazıyorum bunları. Onca hazırlığa rağmen, Beşiktaş hâlâ bu ligde sözü olan bir takım kimliği sergileyemiyor.
Maçın özeti şu : İki takım arasındaki fark puan cetvelindeki 1 puanlık farktan daha büyük... Galatasaray ağır basıyor... "Efes Cup başka, Turkcell Süper Lig başka" diyorsanız... Eh, siz de haklısınız!
VEDAT OKYAR: KEÇİ BOYNUZU! (VATAN)
Bu iki takımımız, birer gün arayla Avrupalı rakipleriyle oynadılar. Oynadıkları o oyunlara bakıyorum; iki taraf da ligde kullanacağı kadrolarıyla saha çıktılar. O maç için yorum olur. Ama dün akşam oynanan karşılaşma için benden yorum yok. Vıdı vıdı yapılacak maç değil. Her iki ekip de ligde kullanmayacağı en az 5'şer, 6'şar futbolcularıyla oynadılar. Fakat Beşiktaş'ın bana göre en büyük problemi Tigana. Oynattığı futbola da oyunculara da bir şey demiyorum.
... Ben oynanan futboldan keyif almadım. Keçi boynuzu gibi. Bir kilo yiyorsun, bir gram bal kalıyor. Öyle de oldu. Kim kazanırsa kazansın, penaltıya kalan maçlara yazı-tura gözüyle bakıyorum.
ÖMER GÜVENÇ: KALECİLERİN GECESİ (AKŞAM)
Turkcell Süper Ligi'nin ilk yarısını tatsız ve sıkıntılarla geride bırakan Beşiktaş, dün Efes Cup üçüncülük-dördüncülük maçında ezeli rakibi Galatasaray'ı penaltılarla yenerken biraz olsun moral buldu.
Beşiktaş ve Galatasaray, Türkiye'nin en büyük kulüplerinden ikisi . Ama dün her iki takım da büyüklükleri ile doğru orantıda bir futbol oynamadılar. Çok zevkli ve kaliteli bir maç izlemedik. İlk yarıda Galatasaray, ikinci yarıda ise Beşiktaş daha iyi oynayan takımlardı.
Her iki teknik direktör de yedek kalecileriyle maça çıktı. 90 dakikanın sonundaki 1-1'lik eşitlik vardı ve yenilen gollerde ne Murat'ın ne de Aykut'un hatası bulunuyordu.
Penaltılarda ise her iki kaleci de çok başarılı performans gösterdiler. Bu nedenle hem Aykut'u hem de Murat'ı kutlamak gerekir.
AHMET ÇAKIR: KAYBEDENLERİN TATSIZ OYUNU (ZAMAN)
Antalya Atatürk Stadı'na olan tepkimi defalarca yazdım. O nedenle Efes Kupası maçlarının başka bir yerde oynanmasına en çok sevinen kişi belki de bendim. Ancak dün gece yaşanan duruma karşı çıkmayı da öncelikli görev sayıyorum: Türk futbolunun iki devinin, hazırlık maçında bile olsa 1000 kişiyi bulmayan bir topluluk önünde oynamak zorunda kalışı düpedüz skandaldır!
... Beşiktaş adına 90 dakikanın tek önemli hareketinin Burak'ın kullandığı bir serbest atış olması, hazindi! Erken gelen golün ardından çabuk dağılacak gibi göründüler, ancak Gökhan Zan'ın dönüşü, İbrahim Toraman'ın hırsı bunu önledi. Ümit Karan'ın golden sonra kayboluşu, Hasan Kabze'nin de etkisiz oyunu Cim Bom'un başka gol bulmasını engelledi. Bu tatsız oyunu güzelleştiren tek adam olan Arda'yı da ikinci yarıda Fahri Tatan'ın sertliği yıldırdı.
... 20 bin dolarlık harçlık dışında hiçbir önem taşımayan penaltılarda kaleciler iyi bir idman yapmış oldu, hepsi o kadar!
EMRAH KAYALIOĞLU: İKİSİ DE HAZIR DEĞİL (SABAH)
Efes Cup 6'nın üçüncülük maçı 2007'nin ilk derbisine sahne oldu. Ancak ligde lider F.Bahçe'nin iki takipçisi G.Saray ve Beşiktaş'ın dünkü görüntüleri "Puan farkını kapatırlar" dedirtmedi.
Maçın en güzel yanının futbolcuların iyi niyeti ve fauller sonrası birbirleriyle tokalaşmaları olarak gördük. Ta ki; Tolga'nın Bobo'ya yaptığı harekete hakem kart gösterecekken Brezilyalı'nın çıkarttığı kavgaya kadar. Hakem Abitoğlu bu pozisyonda Bobo'yu pas geçerek daha Süper Lig düzeyine gelemediğini gösterdi.
İLKER ATEŞ: FİLMİN DEVAMI (FOTOMAÇ)
İyimser şeyler yazmak çok zor. Beşiktaş'ın Efes Cup'taki futbolu için tek kelimeyle "berbat" derim. "Bunlar hazırlık maçları" diyenler olursa "resmi olanlardan ne farkı vardı ki" diye eklerim. İşin gerçeği Beşiktaş'ın Efes Cup'taki futbolunun son derece berbat olduğudur.
... Gördük ki, dünkü Galatasaray maçında ve bir önceki Werder Bremen sınavında yapılan hazırlıklar geleceğe yönelik en ufak bir umut mesajı vermiyor.
... Şu gerçeği kabul etmek gerekir. Beşiktaş nasıl yedeklerle sahaya çıkmışsa, Galatasaray da aynısını yapmıştı. Yani bu yönden Beşiktaş'ın bir savunması olamaz. Hatta oyunun genelinde Galatasaray'ın çok daha cesur, diri ve galibiyete daha yakın olduğunu kabul etmek gerek. Tigana için maçtan çıkartılması gereken bir ders var. Nobre'ye bir hava topu geldi ve gol oldu. Sadece bu dersi bile hiç çalışmadığını kabul etsin.
ŞÜKRÜ KANBER: NE BÜYÜĞÜ! (FOTOMAÇ)
Üç büyüklerden ikisi azıcık dişli iki Avrupa takımı karşısında süt dökmüş kedi gibi oynadıktan sonra birbirlerini bulduklarına çok sevindiler. Avrupalılarla oynamanın keyfi olmuyor. Çünkü, adamların bir ekolleri ve sistemleri var. Bize uymaz. Biz biraz, kördövüşü yapmalıyız, itişip kakışmalıyız, karşılıklı hırlaşmalıyız. Bunun adına da "Derbi" diyoruz.
... Ama her ne yazarsak yazalım, acı gerçeği bir kez daha görüyoruz ki bizim büyüklüğümüz kendimize. Avrupa'da niye tek takım var anladık.
KORKUT GÖZE: GERÇEKLER (HÜRRİYET)
Jean Tigana değişik bir kadro gönderdi sahaya. Werder Bremen maçındaki farklı yenilginin suçlularını kadrodan elemişti. Sadece İbrahim Toraman ve Fahri Tatan kadrodaydı. Şimdi kalkıp sorabilirler...
Suçlular kenarda da, Tigana niye hala Beşiktaş'ın başında?...
Tigana, birkaç gün önce "Gözüm Fahri Tatan'ın üzerinde. Dikkatli izliyorum" diyordu.
Ben de gözlerimi hiç ayırmadım Fahri Tatan'da... Werder Bremen maçının ilk yarısında gösterdiği performansı
dün göremedim.
Ve Galatasaray maçında bir kez daha anladım... Ricardinho ve Delgado'nun birlikte yer almayacağı bir kadronun hiçbir maçta ve hiçbir rakibe ağırlığını hissetireceğine inanmıyorum.
Eğer Jean Tigana, hala bu ikili yan yana oynar mı diye düşünüyorsa, bu Beşiktaş için sadece bir zaman kaybıdır.
Cüneyt Türkmen