F.Bahçe ve rakipleri Sarı-lacivertliler, rakipleriyle aradaki farkı hızla açıyor Bu kafayla gidilirse ortada rekabet filan kalmayacak
F.Bahçe rakipleri ile arasını her geçen gün daha da açmakta. Bu kafayla gidilirse uçurum çok büyüyecek ve korkarım ortada rekabet diye bir şey kalmayacak. F.Bahçe kulüp bazında, kurumsallaşma olsun, tesisleşme olsun, altyapıyı geliştirme adına olsun, maddi yapılanma olsun, doğru işler yapmaya devam ediyor. Rakipleri ise bütün bu güzel örnekleri alıp F.Bahçe'ye nasıl yetişirim diye soracağına, kendi çizgilerine yani aşağılara çekmeye uğraşıyorlar. İttifaklarla, saha dışı olaylarla, entrikalarla yalnız günlük başarıları yakalayabiliyorlar.
Çuvallıyorlar Peki Fenerium'un yıllık 25-30 milyon dolarları bulan cirosunu (her geçen gün de artıyor), FBTV'nin önlenemez yükselişini, devletten tek kuruş almadan yönetimi, camiası ve taraftarı tarafından yapılan Şükrü Saracoğlu'nda UEFA finalinin oynanmasını, Ataşehir'de yapılacak 10 bin kişilik salonu, olimpik havuzları, tartan pistleri, Dereağzı'ndaki, Fikirtepe'deki altyapının elindeki halı gibi çim sahaları ve tesisleri, Samandıra'yı, koleji, kurulacak üniversitesini, hastanesini nasıl engelleyebilirler ki! "Bir şampiyon olmasınlar da görelim bakalım, taraftar bunları ne yapacak" diyen çokbilmişlere inat, piyango şu anda 2 milyonun üzerinde, 100. yılda 100 bin hedef olan taraftar kart henüz ocakın ortasındayken 70-80 binlerde, kombineler ise Ali Sami Yen'i de, İnönü'yü de dolduracak sayıda (35 bin). F.Bahçe'yi bilmeyenler ve anlayamayanlar konuşuyor, yazıyorlar. Serbesttir, ama Kadıköy'den çok uzak oldukları için de her daim çuvallıyorlar. Bakın F.Bahçe'nin bayanlar olsun erkekler olsun, voleybol olsun basketbol olsun her dalda G.Saray'ı farklı yenmesi asla sürpriz değil. F.Bahçe, bütün bunların planını programını dört yıl önceden yaptı, 100. yıla hazırlandı. Hep söylüyoruz, biz bunları yıllardır ve devamlı gündeme getirirken, arkadaşlarımız günlük skorlara bakıp, teknik adam ve sporcu kellesi istemekle meşguldü. F.Bahçe sadece G.Saray'ın değil diğer bütün rakiplerinden de her dalda üstün bir kulüp olma yolunda hızla ilerliyor. Aslında bunlar ne Canaydın'ın ne de Demirören'in suçu! Her şeyi anlık düşünen yönetimlerin eseri. Kendi medyalarındaki "istemezük" çüleri dinleyip, her daim teknik adam ve futbolcuları değiştiren zihniyetlerin eseri. F.Bahçe, bunları çoktan aştı ve işte o yüzden farklı. Şu anda Avrupa'da esamesi okunmayan G.Saray'da suç, acaba 2000'de UEFA'yı alan yönetimin "Bu artık bize yeter" felsefesiyle o başarıyı hazmedememesinden kaynaklanıyor olabilir mi? Paralar çarçur edildi, plan yok program yok. Hatırlayın, bir kupa için eski-yeni başkanlar, yöneticiler, teknik adamlar, futbolcular birbirlerine girmediler mi? Felsefeleri değişmedikçe kim gelirse gelsin fark etmez. F.Bahçe ise Avrupa'da başarıyı yakaladığı zaman orada kalıcı olacaktır. Çünkü gidişat böyle. Görünen köy kılavuz istemiyor...