"İddaa" tehdit olarak kullanıldı Son görüşmemizde federasyonun siyasetin tehdidi altında olduğunu söyleyerek Haluk Ulusoy'a destek çağrısı yapmıştınız. Beklediğiniz desteği alabildiniz mi? Alınmadı. Çünkü özellikle kulüpler, hükümet kanadı tarafından tehdit edildi. Bugün kulüplerin en büyük sıcak para kaynağı, maaşları, primleri ödeyebildikleri kaynak, iddaa'dan gelen gelirler. Birdenbire 'imza vermezseniz bu iddaa gelirleri durdurabilir' komplosu atıldı. Efendim ihale şöyleymiş, böyleymiş; yürütmeyi durdurma çıkarmış da vs vs... Bu kulüpleri dehşete düşürdü. İddaa'dan bu parayı alamazlarsa bunlar maça takım çıkartamazlar. 50-60'larda geçerken imzalar, bu dedikodu üzerine birden arttı. Özhan Canaydın da Seyrantepe'yi imzalattırmak için Galatasaray'ı yatırdı. Yani nerden bakarsan bak, arkasında siyasetin tehditleri var. Bu şu demek: Bu iş FIFA'da biter. Haluk Ulusoy öyle boyun eğip, 'Tamam madem o kadar imza topladınız. Ben gidiyorum' diyecek adam değil. O imzaların nasıl toplandığını gayet iyi biliyor. Bildiği için de sonuna kadar savaşacaktır. FIFA'ya gidildiği zaman da başımıza neler geleceğini tahmin etmek zor değil. Türkiye çok karanlık ve dar bir boğaza giriyor. Buradan çok yıpranarak, çok yara alarak çıkacağız. Ne yazık ki siyaset işin içine bulaştı mı böyle oluyor? _Seçim tavsiye kararı 10'a 7 şeklinde çıktı. 7 kulübün direnmiş olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? O gün. Belki bugün onlar da direnmiyorlardır. Bilemiyorum. _O zaman 90 imzanın toplanmasını bekliyorsunuz. Yani, toplanırsa bu tehditlerle toplanacak. İnşallah toplanmaz. Ama toplanırsa eğer bunun altındaki sebep iddaa ve Seyrantepe şantajıyla olacak. Seyrantepe için Özhan Canaydın da bir sürü kulübü ikna etmiş olabilir.
BU NASIL KURBAN? _Futbol Federasyonu yönetim kurulu, hazirandaki mali genel kurula, seçim de eklenebileceğini açıkladı. Haziranda yapılmasıyla, bugünlerde yapılması arasında bir fark olur mu? Şimdi burada, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, 'Futbol Federasyonu ele geçirilecektir' talimatı var açık. Onun için bir an evvel bu işi bitirmeye uğraşıyorlar. Bu dönemde çok kritik Avrupa Şampiyonası Eleme maçları oynayacak, bunu bile dikkate almıyorlar. Dünkü (önceki gün) gazetelerde Fatih Terim'in açıklaması var. "Ben yeni gelecek Futbol Federasyonu yönetimini serbest bırakırım' diyor. Bu şu demek; 'Ben bırakırım görevi. Yeni federasyon bana sonuna kadar devam et, diyebilir.' Ya da yeni gelecek federasyonun ne yapacağı belli değil. Terim'e 'Biz senle çalışmak istemiyoruz' diyebilirler. Tüm bunlar milli takımın teknik direktörünün 'huzursuzluğu' demek. Dolayısıyla 'milli takımın huzursuzluğu' demek. Öyle ki bunların milli takım bile umurunda değil. Siyaset o kadar girmiş ki işin içine, bir yandan 'kurban olam ayına yıldızına' diye caddeleri bayraklarla donatacaksın, öbür yandan aynı dönemde milli takımı baltalayacak bir eylemin içine gireceksin. Siyaset bu işte...