Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkan Yardımcısı ve Fair Play Konseyi Başkanı Erdoğan Arıpınar, Türk futbolunda 2006 yılında fair play için çok az örnek görüldüğünü ifade etti. Arıpınar F.Bahçeli Semih Şentürk'ün, Eintracht Frankfurt maçındaki davranışının da bir fair play davranışı olmadığını kaydetti. Türk sporunda geçen yılın
ardından fair play konusuyla ilgili soruları yanıtlayan Arıpınar, futbol sahalarında yaşanan olayların, kulüp yöneticilerinin yaptığı açıklamaların ve ekranlara taşınan bazı haber konularının, fair play açısından iç açıcı bir görüntü oluşturmadığını kaydetti.
Türk futbolunda fair play adına yaşanan olumsuzluklarda hatanın futbolculardan çok idarecilerde olduğunu vurgulayan başkan Arıpınar, yöneticilerin fair play çizgisinde olmadığından yakındı.
Futbolda 2006 yılı için fair play'e örnek gösterilecek az sayıda örnek bulunduğunu kaydeden Arıpınar, ''Üzülerek söylüyorum, futbolda fair play'i umutlandıracak, fair play'e örnek gösterebilecek pek az örnek gördük'' dedi.
''YÖNETİCİLERİN FAIR PLAY ÇİZGİSİNDE OLMASI LAZIM''
Arıpınar, fair play konusunda en büyük eksiğin yöneticilerde olduğunu savundu.
Yöneticilerinin fair play çizgisine daha yakın olması gerektiğini ifade eden Arıpınar, ''Futbolcuların hiçbir hatası yok, hata idarecilerde. Yöneticiler iyi yönetmiyor. Yöneticilerin fair play'e inanmaları lazım, verdikleri beyanatlarda kullandıkları kelimeleri çok iyi seçmeleri lazım. Bütün sıkıntımız Türkiye'de yöneticilerin fair play çizgisinde olmamasıdır'' şeklinde konuştu.Arıpınar, Türk futbolunda fair play anlayışı içinde olan kulüp yöneticilerinin bulunduğunu da kaydetti.
''SEMİH'İN DAVRANIŞI FAIR PLAY DEĞİL''
Arıpınar, Fenerbahçeli futbolcu Semih Şentürk'ün, UEFA Kupası (H) Grubu'nda Almanya'nın Eintracht Frankfurt takımıyla yaptıkları maçta, 2. sarı kartı gördükten sonra kırmızı kartı unutan hakemi uyarması bir fair play davranışı olmadığını kaydetti.
Sarı-lacivertli oyuncunun, efendice bir davranış sergilediğini kaydeden Arıpınar, ''Semih takımı için hakeme bu uyarıyı yaptı. Efendice bir iş yaptı, ama bu fair play değildir. Fair play'i basit manada yorumladılar'' dedi.
''FAIR PLAY SADECE BİR SPOR OLAYI DEĞİLDİR''
Beş yıl önce aldıkları bir kararla fair play ödüllerini toplumsal ve sportif olarak 2'ye ayırdıklarını belirten Arıpınar, ''Fair play sadece bir spor olayı değildir'' dedi.
Türkiye'de fair play'in bir yaşam tarzı olması için savaştıklarını anlatan Arıpınar, 2006 yılında toplumsal fair play ödülü için ortalama 1000 aday gösterilebileceğini anlatarak, ''Ama üzülerek söylüyorum, çok büyük yer kapladığı için futbolu öne alıyorum, sporda fair play'i umutlandıracak fair play'e örnek gösterebilecek pek az örnek gördük. Aslında Türk sporunda diğer spor dallarında fair play'e uygun davranan ve dünya çapında örnek gösterilecek olaylar, yaşamlar var. Bunları fair play konseyi ödülle değerlendirecektir, ama maalesef ülkemizde çok popüler olan futbol ve ona bağlı medya kuruluşları fair play'e pek örnek görünmüyorlar''şeklinde konuştu.
Medya'nın da fair play dışı davranışlar içiresine girdiğini anlatan Arıpınar, ''Belgelenmemiş ithamlar ekrana taşındı. Verilmemiş beyanatlar için ertesi günler yorum yapıldı. Fair play çok basit bir şey gibi görüldü. Topu taca atan oyuncuya fair play davranış dediler'' diye konuştu.
2007 ÜMİDİ...
Erdoğan Arıpınar, 2007 yılında bütün spor camiasının ve toplumun diğer kesimleri için, fair play ruhuna uygun davranış temennisinde bulundu.Türkiye'nin Dünya fair play platformunda onurlu bir yere sahip olduğunu kaydeden Arıpınar, ''Çok sayıda sporcumuz Dünya fair play ödülü aldı. Türkiye'ye çok sayıda Avrupa fair play ödülü verildi. Bunları Dünya çapındaki jüriler değerlendiriyor. 2007'de hepimiz aday olalım istiyorum. Fair play'i bir moda olsun diye değil, gerçek manasında anlamamız lazım'' diyerek sözlerini tamamladı.