Böyle hoca görülmedi 100. yılın Beşiktaş'ı olsa, bugün en yakın rakibine 10 puan fark atar, sezonu elini kolunu sallayarak "şampiyon" bitirirdi. Bu sezonun yarım devrelik Beşiktaş'ı, 8 puan geride hâlâ "matematiksel" aday olarak gösterilebiliyorsa, buna da "mucize" denir. Eğer "ezeli rakipler" bu kadar kötü olmasa inanın Beşiktaş'ın durumu, şu anda küme düşme hattında olan Trabzonspor'dan farklı olmazdı. Bu sütunlarda "Tigana ile yürümez" diye birkaç hafta önce değil, aylardır yazıyorum. Yine bu sütunlarda, Beşiktaş'ın "muhteşem" bir kadrosunun olmadığını defalarca vurguladım. Bu ikisinde Turgay Demir dışında kimse ile ortak noktada olamadım. Şimdi G.
Birliği maçıyla birlikte herkesle "aynı hizaya" gelmiş bulunuyoruz! Niye böyle oldu? Tüm iyi niyetine rağmen ilk kusur yönetimin. Sandılar ki, en iyi kadro ve en iyi teknik adam Beşiktaş'ta. 40 yıldır Beşiktaş'a gelen tüm teknik adamların hepsini yakından tanıdım. Kusura bakmayın, Tigana kadar "kel alaka" bir hocaya ilk kez tanık oluyorum. Beşiktaş'a teknik, taktik ve felsefi yönden bu kadar "yetersiz" bir teknik direktör, hiç gelmemişti. Onun maçlarında "uyumamak" için kendimi defalarca "dürttüğümü" itiraf etmeliyim. Beğenmezdim ama, Daum bir baktığı zaman sahaya "kızıl ötesi" ışınlar yayardı. Lucescu, kulübeden fırladığı zaman futbolcu ve hakemler "titrer" federasyon bile sallanırdı. Tigana "muhteşem" değil ama "vasatın üstü" bir takım yaratabilirdi. Bunu, amatör bir hoca zorlanmadan başarabilirdi. Ondan aklımda sadece 2 şey kaldı. 17 hafta süren "lezzet yoksunu" inanılmaz "feci" futbol... Ve... Kürdan!