Kaybolan yıllar Galatasaray, Erciyes deplasmanına gruptan çıkmayı garantileyip gelmişti. Bu nedenle teknik direktör Gerets, tüm yabancılarını tatile erken gönderip bazı yerli as futbolcularına da yabancılarla birlikte izin vermişti. Böylece gençlere bir şans doğdu. Ancak maç saati kadroyu elime aldığım zaman adeta şok oldum. Gerets, İstanbul'dan getirdiği bütün gençleri yanında oturtmuştu. Sadece Mehmet Güven ve Özgürcan, da mecburiyetten olacak ilk 11'e girebilmişti.
Gerets'in yanlışları Halbuki Galatasaray'ın kaybedeceği hiçbir şey yoktu. Çeyrek finali garantilemişti. Altyapıdaki gençlerin nasıl iyi olduğunu da herkes biliyor. Bu maç büyük bir fırsatttı onlar için. Şu maçta da bir Arda daha çıkmayacağını kim garanti edebilir! Ama Gerets 'kendimi sağlama alayım' derken, işi daha kötü etti. Galip gelsen ne olacak? Koltuk mu, 100 bin dolar mı önemli, yoksa buradan çıkacak bir yıldız futbolcunun kulübe getireceği puanlar mı, milyon dolarlar mı? Başkan Özhan Canaydın ticareti iyi bilir, herhalde dediklerimi de anlamıştır. Galatasaray, Kayseri Erciyes karşısında 90 dakika sonunda değil, daha maçın başında bitti. Kaleci Aykut, Djalovic'i ceza sahası içinde düşürünce haklı olarak kırmızı kart gördü ve Kayseri'nin de 1-0 öne geçmesine neden oldu.
Tolga çok kötüydü Bu dakikada benim tek üzüldüğüm nokta, sahada Mehmet Güven ile birlikte gençleri temsil eden Özgürcan'ın daha oyuna ısınmadan yerini Fevzi'ye bırakmak zorunda kalmasıydı. Ben teknik direktör olsaydım, o kırmızı kartın cezasını, pozisyona neden olan Tolga Seyhan'a keserdim. Zaten Tolga, maçın genelinde kötüydü. Belçikalı hoca ne yazık ki yine en genç halkayı hedef seçti. Aykut'un atılmasıyla biten maçı değiştirme şansını da elinden kaçırmış oldu. Ancak Galatasaray, Kayseri Erciyes karşısında sadece maçı kaybetmekle kalmayıp yarınlarını da kaybetti.