Tigana'ya tatil haram Asla Tigana "Düşmanı" değilim. Ancak o "Hayranlık" duyduğum teknik adamlar sınıfına, bir yıl geçti, hâlâ giremedi. Neden mi? Ne ligde, ne de Avrupa'da hiçbir rakibi ciddi olarak "izlemeye" gerek gördü! Beşiktaş'ın "Muhteşem" bir kadrosu yok. Tigana en azından "İyi" denebilecek kadroyu, gecikmeli "Hamlelerle" 2006'nın sonunda "Vasatın" biraz üstüne çıkartabildi. Doğru kararları çok önceden verebilse Beşiktaş bugün liderin 8 değil, en fazla 3 puan gerisinde olur, iki "Düzgün" takviye ile önünü çok daha "Açık ve net" görebilirdi. 13 hafta hiçbir işe yaramayan üçlü orta saha, ikili forvet gibi "Yamuk" bir sistemle Beşiktaş'ı uçurumun kenarına getirmekle kalmadı, Nobre'yi "Çöp sepetine" attı.
Ne zaman ki son 4 haftada dörtlü orta saha ve tek forvete döndü Beşiktaş çift rakamlı "Ölmüş" puan farkı yerine "Sekiz" puanla "İyileşebilecek" hasta olarak hayata döndü. Sistem faciası, Delgado-Ricardinho'yu "Yanyana" oynatamadı. Ricardinho'yu kullanacağı maçlarda Delgado tercihi yaptı. Burak'tan sol kanat oyuncusu yaratmaya çalıştı. Olmadı, oraya Ali Tandoğan'ı sürdü. Hiçbirşey oynamayan Kleberson'a her maçta "Yıldız" muamelesi yaparken Ricardinho'yu 13 hafta kenarda tuttu. Tigana sistemdeki son hamleyi kupadaki Rizespor maçında yapıp, 4-4-2'ye geçti. Ne oldu? Nobre, "Çiçek" gibi açtı. "Sahte" yıldız Kleberson'un bölgesine "Gerçek" yıldız Ricardinho'yu koydu, Beşiktaş seyircisi ilk kez "Keyif" maçı izledi. Koşan takım yaratmak ve Serdar'ı kazanmak gibi "Alkışlanacak" tarafları da var. Yine de tatili pek hak ettiğini sanmıyorum. Yerinde olsam Noel'de sık sık şu sözü aklıma getiririm: "İyi hoca takımla birlikte yaşlanır."