Ulusoy istifa Türk futbolunu yönetmekten aciz, taraflı ve başarısız federasyon eceli gelmişler gibi davranıp, Türkiye'nin neredeyse yarısının sevgilisi F.Bahçe'nin yöneticilerini hem de en ufak bir hakaret taşımayan açıklamaları nedeniyle cezalara çarptırmaya kalkıyor. Kendi işini ve takımı bile yönetemeyen 'kart sesli' idarecinin sözleriyle hareket edip F.Bahçe'ye akıl almaz ölçüde cezalar veriyor. Ölene kadar tahtını koruyacağını zanneden başkan, KARAKUŞİ kararlar alıyor. Bunlara 'dur' diyecek bir görevli ortaya çıkmazsa dibe vuran futbolumuz tam bir kargaşaya sürüklenecek ama uyanan yok. Sezon başında alınan kararlar, Beşiktaş ve G.Saray'ın cezaları artı puan silmeye dayanınca alel alece değiştiriliyor. Ve Patagonya'da bile uygulanmayan davranışlar ortaya çıkıyor. İş F.Bahçe'ye gelince daha önce aynı olayı yapanlardan üç misli cezalar gündeme getirilip, Tahkim Kurulu da kulanılarak uygulamaya geçiriliyor.
Koltuğa yapışmış! Haluk Ulusoy bir Avrupalı takımla bile oynamadan Dünya üçüncülüğünü kazandığını gözardı edip bu başarıyı silah gibi kullanarak, serbestçe at oynatıp aleyhine açılan suistimal davalarından da çekinmeden keyif sürüyor. 56 yıldır gazeteci olarak Türk sporunun içindeyim. Sadece futbol değil hiçbir federasyonun başkanı böyle şaibe altındayken ve bu kadar çok istifaya davet edilirken koltuğuna yapışmamış, suistimallerle suçlanırken aklanana kadar görevinin başında kalmakta ısrarcı olmamıştır. Eğer F.Bahçe'ye verilen cezalar diğer kulüplerin aldığı seviyeye düşürülmezse takımın maçlarını seyretmekten mahrum bırakılan kombine sahipleri Ulusoy aleyhine tazminat davaları açıp burada kazanamasalar bile insan hakları mahkemesine başvurarak zarara uğradıkları milyonlarca lirayı söke söke Ulusoy'dan almaya hak kazanırlar. Bakalım o zaman çok güvendiği babasının parası bunları karşılamaya yeter mi?