Şen Türkler Fenerbahçe, Frankfurt karşısında ilk 45 dakikada neredeyse tek kale oynadı. Fakat futbol öyle bir oyun ki yakaladığın pozisyonları değerlendireceksin. Fenerbahçe sağdan- soldan rakibini adeta bunaltsa da bu yarıda bir türlü skoru lehine çeviremedi. Frankfurt ise yakaladığı tek kontratakla golü 8. dakikada buldu. Ummadığı bir pozisyon sonucu mağlup duruma düşen sarı-lacivertli ekip, kısa bir süre moralsizlik yaşasa da oyuna çabuk döndü. Japon oyuncunun yan pozisyondan gelen topa dokunmasını kaleci Volkan, ters ayağında yakalandığı için bizler gibi seyretti. Ama Takahara'ya öncelikle defansımızın o kafayı vurdurmaması gerekliydi. Alex, Tuncay, Kezman, Appiah ve Aurelio'nun üst üste yakaladıkları fırsatları kaçırmaları, Tuncay'ın bir vuruşunun da direkten dönmesi bu yarıdaki Fenerbahçe'nin şanssızlığıydı. Halbuki oyunun hakkı ve skoru bu olmamalıydı.
Tur gitti geldi İkinci devre; ilk 45'te yaşanan talihsizliğin bitmesini beklerken UEFA yolculuğuna Japon futbolcu Takahara sanki taş koyuyordu. İki kontratakla Avrupa'da eğer iki gol yersen tabi ki işler çok zor olacaktır. Bu dakikadan itibaren Fenerbahçe'nin oyun planı altüst oldu. Zico da mecburen hücum gücünü artırmak gayesiyle iyi oynadığı halde Deniz'in yerine Mehmet Yozgatlı'yı aldı. Fenerbahçe'yi her zaman ateşleyen ve yürekten oynayan futbolcusu Tuncay, yine takımını sırtladı. Tuncay, 63'te mükemmel bir gol atarak skoru 2-1'e taşıdı ve UEFA için umutları yeniden yeşertti. Kezman ve Aurelio'nun yerine Deivid ve Semih'in girmesi müsabakanın kırılma anı oldu. Tribünlerin de muhteşem desteğiyle skor 2-2'ye taşındı. Müsabakanın "gitti" dendiği anda Semih'in golcülüğünü göstermesi, Fenerbahçe'yi ve Türkiye'yi UEFA yolculuğuna yeniden taşıdı. Avrupalı diplomatların raydan çıkmasını beklediği Türkiye treni yoluna devam ediyor. Ne mutlu bu yolculuktaki azimli, şen Türklere.