Siyah siluet İkinci yarının başında Alex'e yapılan net bir penaltı var. Fenerbahçe'nin gerginliğinin iplerini koparacak ve belki maçı farkı götürecek bir pozisyon. Ama penaltıyı vermeyen "siyah siluet", Alex'e de sarı kart gösteriyor. Hakemlerin Fenerbahçe'ye penaltı vermeme yeminine, sadakatine tam puan. Maçın son dakikasında Fenerbahçeli Can'ın hareketi de yoruma açık. Ama aslını veremediği penaltının yoruma açık olanını verse kıyamet tam kopacak. O yüzden böyle adamlara ben hakem demiyorum. "Siyah siluet" diyorum.
***
Geçen hafta ikinci devre sırra kadem basan futbol, dün gece Fenerbahçe'nin 37. dakikada yakaladığı bir kör ebeydi. Gole kadar futbolsuzluk çadırında göçebeydi Fenerbahçe. Alex yine kamuflaj yapıyordu. Rakip alanda yalnızlık anıtı gibi duran Kezman'ı uzun toplarla beslemek, klasik Fenerbahçe modeliydi de, Kezman'ın da aklı golde değildi sanki. Üstelik tezkeresini yakmaya hazır bir asker gibiydi. İkinci yarıda tezkereyi yaktı, takımını yakmaktan sanık olmadıysa Appiah'a teşekkür etsin.
***
Kezman aslında kaç maçtır yolu kapatan taşın üzerinden atlamak yerine, o taşlarla haşır neşir oluyor. Çenesi ayaklarından daha çok çalışıyor. Kezman'ın cinnet halini göremeyen Zico'nun dün geceden kalan en anlamlı taktik ustalığı, Kezman'ın taktiksel yalnızlığını, Appiah'ın varlığıyla "çaktırmadan" takas ettirmesiydi. Gol de böyle geldi. Çalışılmış bir ödevin gecikmiş bir teslimatıydı Fenerbahçe'nin golü. Bu galibiyetin bir resmi olacaksa eğer... Kara kalem çizilmiş Appiah resmi olmalı...
***
Appiah, Fenerbahçe sevdasını ihtilal gibi yaşıyor. En ölü maçlarda bile takımının en canlı hücresi olmaktan caymayan bir adam, en olmadık zamanlarda kendini göstermesi ilk değil. Gecenin mümessili bu adamdı. Onun ayaklarındaki başedilmez sarmaşık, golde rakiplerin düğüm olduğunun da resmiydi. Uğur Boral da gecenin en çalışkan isimlerindendi. Soldan bindirmeleri ve dikine oyun anlayışı, Fenerbahçe'nin sol kanat tamiratını tamamladığının belgesi. Tuncay da akımın bunaldığı anlarda arkadaşlarına nefes alma imkanı sağlarken, gecenin oksijen tüpüydü. Fenerbahçe defansı yine tedirginlik merkeziydi maç boyu.
***
Kezman'ın takımını on kişi bırakmasından sonra, Ankaragücü'nün yapay baskısını izledik. Fenerbahçe'nin defanstaki direncini kıramayan Ankaragücü forveti çok zaman kuru gürültünün pabuçlarıydı. 82. dakikada Tita'nın kafa vuruşunda ise geçen haftanın kopyası bir Volkan izledik. Zaten maç boyu, kendisi kadar, Fenerbahçe'nin rakipleri için gerilmiş bir yay gibi duruyordu Ankaragücü... Kendine saplanmaktan öteye gidemedi.
***
Her ne kadar aynı orkestrada ayrı hava çalan adam bolluğu olsa da, Fenerbahçe'nin aldığı sonuç, ligin ilk yarısının bitiminde harika bir sonuç.
***
Zavallı hakeme gelince... Böyle hakemleri eleştirmekle, beslemek arasında sıkışan televizyon yorumcuları "Aynaya baksın" diyeceğim ama... Baktıkları aynalarda şöhret soytarılığından başka bir şey göremeyenler, neyi görebilir ki...