Küllerinden doğmak Trabzonlu kan ağlıyor. Karadenizli hüzünlü. Futbolsever de kara kara düşünüyor. Hepsinin gönlünde Trabzonspor var. Ama bugünkü değil, yıllar öncesinin Trabzonspor'u var. Hani o Avrupa'yı, Türkiye'yi kasıp kavuran Trabzonspor. Ne oldu, nasıl oldu? Kesinlikle bilinmiyor. Efsanenin küllerinin dumanı tütüyor. Bu kulübe her şeyini veren Mehmet Ali Yılmaz'ı katakulliye getirenler düşünsün bugünkü Trabzon'u. Yılmaz'ın cebinden elini çıkarmayan, sonra da "Hırsııız" diye bağıranlar düşünsün bu harabeyi. Defalarca söyledik ve yazdık "Mehmet Ali Yılmaz'ı tutun, etrafında birleşin" diye. Çünkü Trabzon'un düşmanı, dostundan çok çok fazla. Herkes hesap üstüne hesap yaptı. Ve "Önce şu Yılmaz'dan kurtulalım da" dediler. Hem de, boğazına kadar ona bağımlı olanlar.
Trabzon küme düşmez! Herkes bir şeyler aldı, o koca devden. 15 kişilik koltuğa talip olan bin 500 kişinin ihtirası getirdi bugüne Trabzonspor'u. Omuza takılacak "Yönetici" apoletinin matah sayanlar getirdi. Yılmaz'ın binbir güçlükle elde ettiği 3 büyüklerle aynı TV gelirini yeter sananlar getirdi Trabzonspor'u bugünlere. Evet, Trabzonspor zirveye çoook zor çıktı, hainlerin yüzünden kolay dibe indi. Trabzon küme düşmez. Ama kaldığı yer, düşmekten beter olmamalı. Burun kıvrılan Eller, Brezilya'da altın onbire seçilmiş. Ya buradakiler. Milli Takım'dan alınan Feridun nerede? Bilirim oradakileri sabah akşam "Özün de özü" derler. Derler ama, özlerini de dışarıya kaçırmaktan geri kalmazlar. Hizmet edene de "Özüm değilsin" derler. Özüm veya gözüm, ne fark eder. Trabzonspor kan kaybediyor. Dibe vurdu... Yangın büyüyor. O ateş söndü, külleri duruyor. Şimdi en zor olan var; küllerinden doğmak.