Daum mu, Zico mu? F.Bahçe Teknik Direktörü Zico, kısa zamanda ezeli rakiplerinin yıllanmış hocalarını geride bırakarak açık puan farklıyla takımını zirveye çıkardı. Kendisi gibi yeni transferlerinin de geç gelmelerine rağmen bu başarıyı elde etmesi ona "Acemi ve bilgisiz" yakıştırmaları yapanları herhalde utandırmıştır. Yeni bir ülkeye, tanımadığı rakiplere ve kendi futbolcularına uyum sağlamak pek kolay değildir. Üstelik zorlu maçları 3-4 günlük aralarla oynamasına rağmen elde edilen sonuçlar gözden kaçmamalı. Ama asıl dikkat edilmesi gereken olay, F.Bahçe'yi üç yıl çalıştıran Daum'a attığı fark. Daum bu sürede takıma ancak 5-6 maçta güzel futbol oynatabilirken, Zico, Newcastle karşılaşmasından bu yana Palermo ve Celta Vigo dahil, Kayseri, G.Antep, Sivas (kupa), Trabzon ve G.Saray maçlarında taraftarı memnun eden oyunlar gösterebilmiştir. Hem de Alex'in suskun bir dönem geçirmesine rağmen. Bu nedenle Zico 2. yarıda üç kupada da takımını iddialı durumda tutacaktır.
Artist Mondragon! G.Saraylı yazarlar Gerets'in alnında iz bile bırakmayan bir taş lekesini gündeme getirip F.Bahçe'ye ateş püskürüyorlar ama bir hafta önce Trabzon'da Zico'ya yapılan yaylım ateşini unutuyorlar. Asıl üzerinde durulması gereken pozisyon ise Mondragon'un iki metre açığında patlayan fişek nedeniyle dakikalarca yerde yatıp poz vermesidir. Çünkü az sonra beş futbolcu yanındayken aynı fişekten biri daha orada patladığı halde o futbolculardan hiçbirisi bundan etkilenmedi ve kulakları sağır olmadı. İki yıl önce de kritik bir maçta Mondragon ceza sahası içinde rakip forvet Cafer'i topla vurarak devirmiş, sonra da kendini yere atarak kırmızı kart ve penaltıdan kurtulmayı büyük artistliğiyle başarmıştı!