Hep aynı tablo Pazar akşamı Kadıköy'deki tablo hemen hemen her derbide yaşanıyor. Canı yananlar söylemediğini bırakmıyor ama aynı tutum kendi sahalarında olduğunda ise hoşlarına gidiyor. Kadıköy'de yaşananları tasvip etmem mümkün değil. Ama bu işler sadece o statta oluyormuş gibi göstermek de yanlış. Maçın hemen sonrasında başka, ertesi gün başka demeç veren Adnan Polat'ın taraftarlarına şirin gözükmek adına bu açıklamaları yaptığını anlamak zor değil. Polat eğer F.Bahçe'ye 5 maç ceza verilmesini savunacaksa, bu işlerin önüne geçilmesi için kendi payına düşenleri de yapmalı. Mesela zamanında F.Bahçe'ye küfür eden tribünlere orkestra şefliği yapmış Okan'ın yedek kulübesinden F.Bahçe taraftarını tahrik etmesine izin vermeyerek bu görevine başlayabilir. Veya Hasan Şaş, Ayhan, Sabri, Ümit gibi isimlerin Kadıköy'deki maçlarda gösterdikleri saldırgan ve provokatif tutumlarından vazgeçmeleri için ön ayak olabilir.
Magnum mu sıkıldı! Geçen sezon Ali Sami Yen'de sahaya yağan maddeler ve Tuncay'a edilen küfürler sonrası sessiz kalıp, bugün aynıları kendilerine yapıldığında ortaya çıkarak bir şey elde etmesi ne yazık ki mümkün değil. Aslında bu rezaletlerin önüne geçebilecek tek bir kurum var, o da Futbol Federasyonu. Ama o kurumun başkanı bundan 10 yıl evvel aynı sahneler Trabzon'da yaşandığında "magnumla ateş mi edildi?" diyebilen bir başkan olursa aradan yıllar da geçse hiçbir şeyin değişmeyişine şasırılmamalı. Sezon öncesi açıkladıkları küfüre puan silme cezasını Beşiktaş ve G.Saray bu cezanın eşiğine gelince apar topar bir kararla iptal eden bir federasyondan bahsediyoruz. Bugün yerel maçlarda yapılan taşkınlıkların hiçbiri Avrupa maçlarında yapılamıyor. Çünkü UEFA hiçbir kulübe diyet ödemek zorunda olmadığından caydırıcı cezaları verebiliyor.