Moral kazandı Bu maçın grup liderliği mücadelesi olması ne güzel olurdu. Bir Şampiyonlar Ligi maçı için bu kadar heyecansız bir yazı yazmak pek alışıldık bir durum değil. Sezonun son Avrupa maçının oynanıyor olmasının burukluğunu sonuna kadar hissettim. Yazık, henüz aralık başı ve G.Saray artık Avrupa'da yok. En kolay gruptan en zor maçın içerde oynandığı bir fikstürden sonuncu çıkmanın dayanılmaz hüznü, maç boyunca beni terk etmedi. Maça gelince... Güzel bir futbol akşamıydı. İddiasını yitiren G.Saray, iki yıl önce bu stattan mucizevi şampiyonluk çıkarmış, Liverpool ile oynadı. Liverpool, Milan'dan kaptığı harika şampiyonluğa teşekkür etmek istercesine maç boyu G.Saray'ı hiç sıkmadı. İstanbul'a şükran dolu duygularla geldiklerini, maça adeta çeyrek takımla çıkarak gösterdiler. Hamur gibi bir rakip, ilgisi gayet güzel bir seyirci Olimpiyat Stadı'ndaydı ve F.Bahçe maçının olumsuzluğunu atarak yeniden havaya girmek için muazzam bir fırsat vardı. Bu kadarını değerlendirmeseydi, seyircisi, G.Saray'ı affetmezdi. Alışıldık Liverpool mücadelesinden uzak rakibi karşısında G.Saray son derece cüretkar hücumlar yaptı. Fowler'ın attığı şans golüne, iki harika golle karşılık vererek ilk yarıda tüm beklentileri karşıladı. Bu maç, oynamayanlar için iyi bir fırsattı. Şartlar uygun olunca onlar da kendilerini iyi ifade ettiler. Necati, Okan ve Carrusca göz dolduran bir futbol oynadı. Tabii rakibin rahat bırakan tarzı nedeniyle bunları abartmamak lazım ama yine de bir İngiliz devi karşısında yedeklerin hazır olduğunu görmek, ilerisi için umut vericiydi. İkinci yarıdaki gevşek oyun, her iki takım için de sonuca razı bir görüntü verdi. Karşılıklı atılan birer golle, seyirciye hoş bir ziyafet verildi. Bu maçta akılda kalan oyuncu Carrusca oldu. Arjantinli şans bulursa faydalı olacağını gösterdi. Sabri'nin yüksek çıkışı sürerken, İnamoto her maç üstüne koyarak oynamaya devam ediyor. Avrupa macerası, takıma moral kazandıran güzel bir skorla bitti.