Ne farkınız var? Federasyonu, Kulüpler Birliği, grupçuları, grupçukları, iftiracıları, itirazcıları, senaryocuları, oyuncuları, figüranları ve şakşakçı işbirlikçileri Fenerbahçe'ye ittifak halinde saldırırken, tribünlerdeki bazı aklı evveller de bunlara çanak tutma yarışında... Sahaya patlayıcı atan adamın, pet şişe, bozuk para, çakmak atan adamın "Manisa Provokatörü"nden farkı nedir? Nedir derdiniz? Kulübe para cezası aldırmak mı? Saha kapattırmak mı, seyircisiz oynatmak mı? Ya da bunun için ellerini ovuşturup fırsat kollayanlara ayakçılık yapıp, zemin hazırlamak mı? Fenerbahçe'ye ve taraftarına bedel ödetmek mi? Güzel bir galibiyete gölge düşürmek mi? Bunu yapanların, Fenerbahçe'nin adını "itirafçı" kodlamasıyla namluya sürülen "iftiracı meczup"tan daha az lekelediğini kim savunabilir?
Arızalı şahsiyetlere dur! Hem de sözde taraftarı olduğu takım daha ilk yarım saatte 2-0 öne geçmişken sahayı ve "tribünleri terörize etmeye" çalışanları deşifre etmek, tribündeki herkesin ve bu kulübün boynunun borcudur. Fenerbahçe yönetimi, Gerets'ten resmen özür dileyerek üzerine düşeni yapmıştır. Hatta asbaşkan Ali Koç, Belçikalı teknik adama özel bir "özür" mektubu kaleme almıştır. Ancak bunlar yetmez. Asıl çözüm, tribünlerdeki bu arızalı şahsiyetlere yaptıkları çirkinliğin bedelini mutlaka ve hem de en ağır biçimde ödetmekten geçiyor. Fenerbahçe kulübü bu kişilere tazminat davası açıp, gelecek para cezalarını onlardan tahsil etmeli. Saha kapama ya da seyircisiz oynama cezası gelmesi halinde de, kulüp hasılat tahsili için, zarara uğrayan kombineli taraftarların tümü de zararlarının tazmini için dava açmalı. Bütün kulüplerin başında demoklesin kılıcı gibi sallanan, tehditkâr ve kötü niyetli bu adamlara artık birileri dur demeli.